Bu makalemizde boşanma davası nedir, boşanmada şirket hisseleri paylaşımı nasıl yapılır, boşanmada şirket paylaşımı zamanaşımı süresi nedir, boşanma davasında şirket hissesine tedbir konulabilir mi gibi birçok soruyu cevaplandıracağız.
Boşanma Davası Nedir?
Boşanma davası, evlilik birliğinin sona erdirilmesi amacıyla eşlerden birinin ya da her ikisinin mahkemeye başvurmasıyla açılan bir hukuki süreçtir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davaları anlaşmalı veya çekişmeli olarak açılabilir. Anlaşmalı boşanma için tarafların en az bir yıl evli olması ve tüm konularda uzlaşması gerekirken, çekişmeli boşanmada eşler arasında mal paylaşımı, nafaka veya velayet gibi konularda anlaşmazlıklar bulunur. Boşanma sebepleri genel (şiddetli geçimsizlik) ve özel (zina, hayata kast, terk gibi) olarak ikiye ayrılır. Dava sürecinde mahkeme, tarafların iddialarını, delillerini ve taleplerini değerlendirerek nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi konularda adil bir karar verir. Boşanma davaları, yasal düzenlemeler çerçevesinde tarafların haklarını koruyarak sonuçlandırılmayı amaçlar.
Mal Paylaşımı Davası Nedir?
Mal paylaşımı davası, boşanma sonrasında eşler arasında evlilik süresince edinilen malların paylaştırılması amacıyla açılan bir hukuki süreçtir. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik boyunca eşlerin edindiği mal varlıkları, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında değerlendirilir. Bu dava, boşanmanın kesinleşmesinin ardından açılabilir ve mal varlıklarının kimin katkısıyla edinildiği, malın niteliği ve tarafların hakları göz önünde bulundurularak paylaşım yapılır.
Eşlerin mal rejimi türü, mal paylaşımı davasını doğrudan etkiler. Yasal mal rejiminde evlilik sırasında edinilen mallar ortak kabul edilir ve eşit şekilde paylaştırılırken, kişisel mallar (örneğin, miras ya da bağış yoluyla elde edilen mallar) paylaşım dışında bırakılır. Mal paylaşımı davası sürecinde mahkeme, tarafların talebi doğrultusunda bilirkişi raporu isteyebilir, mal varlıklarının değerini belirler ve eşitlik ilkesine uygun bir çözüm sunmaya çalışır.
Bu davada, taşınmazlar, taşınabilir varlıklar, banka hesapları, hisse senetleri gibi edinilmiş mal sayılan her türlü varlık paylaşım konusu olabilir. Ancak, dava sürecinde tarafların delillerini sunması, mal varlıklarının edinim şekli ve katkı oranlarının belirlenmesi önem taşır. Mal paylaşımı davası, boşanma davalarının ardından ekonomik hakların korunması ve eşit bir paylaşımın sağlanması amacıyla açılır.
Boşanmada Şirket Paylaşımı Nedir?
Boşanma sürecinde şirket hisselerinin paylaşımı, eşlerin mal rejimine tabi olarak gerçekleştirilir ve mal rejiminin tasfiyesi kapsamında ele alınır. Türk Medeni Kanunu’nun 2002 sonrası evlilikler için yasal olarak belirlediği edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince edinilen malların ortak mal olarak değerlendirilmesine dayanır. Bu bağlamda, evlilik birliği sırasında edinilen şirket hisseleri, eşlerin ortak katkılarıyla edinilmiş mal olarak kabul edilebilir. Ancak şirket hisselerinin paylaşımı, hisselerin edinilme şekline, katkı oranlarına ve tarafların hukuki durumuna göre değişiklik gösterebilir. Evlilik öncesinde alınan hisseler veya miras ve bağış gibi yollarla edinilen hisseler, kişisel mal olarak kabul edilir ve paylaşım dışı bırakılır. Şirket hisselerinin paylaşımı, hem ekonomik hem de hukuki boyutları nedeniyle karmaşık bir süreçtir ve her somut olayda farklı sonuçlara yol açabilir.
Eşlerin Mal Rejimi ve Şirket Hisseleri
Boşanma sürecinde eşlerin tabi olduğu mal rejimi, şirket hisselerinin paylaşımı açısından büyük önem taşır. Türk Medeni Kanunu’na göre, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince edinilen tüm malların ortak kabul edilmesini sağlar. Bu durum, şirket hisselerinin paylaşımında da uygulanır. Ancak eşler, mal rejimi sözleşmesi yaparak farklı bir mal rejimini tercih etmişse (örneğin, mal ayrılığı rejimi), paylaşımın kapsamı değişir. Mal ayrılığı rejimi söz konusu olduğunda, eşlerden biri diğerinin şirket hisseleri üzerinde hak iddia edemez. Edinilmiş mallara katılma rejiminde ise eşler, şirket hisselerinin değerine ve katkı oranlarına göre paylaşım talep edebilir. Mahkeme, bu süreçte tarafların evlilik süresince şirketin büyümesine veya işleyişine sağladıkları doğrudan ya da dolaylı katkıları dikkate alır.
Şirket Hisselerinin Edinilmiş Mal Olarak Değerlendirilmesi
Şirket hisselerinin edinilmiş mal olarak değerlendirilmesi, hisselerin edinildiği döneme ve edinilme şekline bağlıdır. Evlilik süresince taraflardan biri tarafından alınan şirket hisseleri, genellikle edinilmiş mal kabul edilir ve paylaşım konusu olur. Bununla birlikte, hisselerin evlilik öncesinde edinilmiş olması, miras veya bağış yoluyla elde edilmesi durumunda, kişisel mal olarak kabul edilerek paylaşım dışında tutulur. Ayrıca, evlilik süresince kişisel mal niteliğindeki hisselerden elde edilen gelirler (örneğin, temettü veya kar payı), edinilmiş mal sayılır ve paylaşım kapsamında değerlendirilir. Mahkemeler, bu tür gelirlerin taraflar arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar.
Boşanmada Şirket Hisseleri Nasıl Paylaştırılır?
Boşanma sürecinde şirket hisselerinin paylaşımı, hisselerin değerinin belirlenmesiyle başlar. Mahkemeler, şirket hisselerinin piyasa değerini belirlemek için bilirkişi raporuna başvurur. Bu süreçte şirketin mali durumu, hisselerin değeri, tarafların katkıları ve şirketin büyüklüğü gibi unsurlar dikkate alınır. Şirket hisselerinin paylaşımında birkaç farklı yöntem uygulanabilir. Eğer hisselerin devri mümkünse, mahkeme hisselerin taraflar arasında bölüştürülmesine karar verebilir. Ancak hisselerin devri mümkün değilse (örneğin, hissedarlar sözleşmesi veya şirket ana sözleşmesiyle sınırlamalar varsa), diğer eşe hissesine denk gelen miktarın nakit olarak ödenmesine karar verilebilir. Şirket hisselerinin paylaşımı sırasında, eşlerin doğrudan ekonomik katkıları kadar dolaylı katkıları da dikkate alınır. Örneğin, bir eşin diğer eşin iş hayatını desteklemek amacıyla ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumlulukları üstlenmesi, dolaylı katkı olarak değerlendirilir.
Boşanma Davasında Şirket Hissesine Tedbir Konulabilir mi?
Şirket hisselerinin paylaşımı sırasında eşlerden birinin hisseleri kaçırmasını veya devretmesini engellemek için mahkeme tarafından tedbir kararı alınabilir. Bu tür bir tedbir, diğer eşin haklarının korunmasını sağlar ve hisselerin paylaşım süreci boyunca güvende tutulmasına olanak tanır. İhtiyati tedbir kararları, hisselerin devrini veya satışını durdurmak amacıyla alınır ve mahkeme süreci boyunca geçerli olur. Bu kararlar, şirketin işleyişini olumsuz etkilemeyecek şekilde uygulanır ve hisselerin değerinin korunmasını hedefler. Tedbir talepleri, mahkemeye delillerle birlikte sunulmalı ve hisselerin paylaşımı sürecine ilişkin haklı bir gerekçe oluşturmalıdır.
Anlaşmalı Boşanmada Şirket Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Anlaşmalı boşanmada eşler, şirket hisselerinin paylaşımı konusunda kendi aralarında özgürce anlaşabilirler. Mahkemeye sunulan protokolde, hisselerin kimde kalacağı veya nasıl paylaşılacağı açıkça belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanmalarda, tarafların uzlaşması halinde hisselerin devri veya tazmini esnek çözümlerle sağlanabilir. Bu süreç, çekişmeli boşanma davalarına göre daha kısa sürer ve tarafların ekonomik haklarının korunmasına olanak tanır. Taraflar arasında uzlaşma sağlandığında, mahkeme protokolü onaylar ve paylaşım bu doğrultuda gerçekleştirilir.
Boşanmada Şirket Paylaşımı Görevli ve Yetkili Mahkeme
Şirket hisselerinin paylaşımı davaları, mal rejimi tasfiyesi kapsamında aile mahkemelerinde görülür. Yetkili mahkeme ise genellikle davalı eşin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Eğer davalı taraf yurtdışında yaşıyorsa, Türkiye’deki son ikametgah adresine göre yetkili mahkeme belirlenir. Bu süreçte mahkemelerin yetki ve görev alanı, tarafların ikamet durumu ve dava konusu mal varlığının konumuna göre değişebilir.
Şirket Hisselerinin Paylaşımda Zamanaşımı Süresi
Şirket hisselerinin paylaşımına ilişkin davalar, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre içinde eşlerden biri, şirket hisselerinin paylaşımı için dava açabilir. Zamanaşımı süresinin dolması durumunda, tarafların paylaşım talepleri hukuken geçersiz hale gelir. Bu nedenle, hak kaybına uğramamak için sürenin takip edilmesi ve yasal adımların zamanında atılması büyük önem taşır.
Boşanmada şirket hisselerinin paylaşımı, yasal mal rejimi, hisselerin niteliği ve tarafların katkı oranlarına göre belirlenir. Mahkemeler, tarafların haklarını korumak amacıyla adil bir paylaşım yapılmasını hedeflerken, tarafların anlaşmalı boşanma yoluyla bu süreci kolaylaştırması mümkündür. Şirket hisselerinin paylaşımı konusunda yasal destek almak ve hukuki süreçleri doğru şekilde yürütmek, tarafların ekonomik menfaatlerinin korunmasını sağlayacaktır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2007/6042 E., 2007/8727 K. Sayılı kararına göre:
“…Kişisel mal sayılan şirket hisse senetlerinden elde edilen gelirler; hisse senetleri için ödenen temettü (kar payları) ödemeleri, şirketin aktif varlıkları; eşler arasındaki mal rejimi tasfiyesine konu edilecektir. Ancak sona eren ortaklıklardaki tasfiye payları gelir niteliğinde sayılmayacağı için kişisel mal sayılmakta olup tasfiyeye konu edilmeyecektir…”
* * * * * * *
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.05.2007 tarih ve 2007/6042 E., 2007/8727 K. Sayılı kararında:
“ÖZET: Mahkemece Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile mal rejiminin sona erdiği tarihler arasında şirket tarafından davalıya payı dikkate alınarak bir temettü verilmiş ise bunun tespiti, kar payı veril*memiş ancak şirkete ayın olarak ilave yapılmış ise bunun da belirlenmesi, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malla*rın tasfiyede dikkate alınacağının gözetilmesi ve buna göre katılma alacağı hesaplanması yoluna gidilmesi gerekir. Dava konusu otomobilin de edinilmiş mallar yerine geçen değerlerden olup ol*madığı da araştırılmalıdır.
(4721 S. K. m. 219, 220, 221, 235, 236) (1086 S. K. m. 440, 441, 442) (5237 S. K. m. 52)
Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 22.01.2007 gün ve 7011-111 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteği yersizdir.
2- Toplanan delillerden; tarafların 11.04.1984’te evlendikleri, 26.02.2004 tari*hinde boşanma davasının açıldığı, tasfiyenin de istenildiği, boşanmanın 26.04.2005’te kesinleştiği, mal rejiminin 26.02.2004’te sona erdiği (MK. md. 225/2) davanın konusunu oluşturan şirketin 24.04.2000’de kurulduğu, dava konusu şirkete ve otomobile davacı tarafından maddi bir katkıda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Şirket hissesi kocanın kişisel malıdır. Kişisel malın yerine geçen değerler de kişisel maldır. (MK. md. 220/2-4) Kişisel malın geliri ise aksine sözleşme yapılmadığı sürece edinilmiş maldır. (MK. md. 219/4, 221/2)
Mahkemece yapılacak iş; 4721 Sayılı Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 ile mal rejiminin sona erdiği 26.02.2004 tarihleri arasında şirket tarafından davalıya payı dikkate alınarak bir temettü verilmiş ise bunun tesbiti, kar payı verilmemiş ancak şirkete ayın olarak ilave yapılmış ise bunun da belirlenmesi (MK. md. 221), mal rejiminin sona erdiği sırada (26.02.2004’te) mevcut olan edinilmiş malların tasfiyede dikkate alınacağının gözetilmesi (MK. md. 235) buna göre katılma alacağı hesaplanması yoluna gidilmelidir. (MK. md. 236)
Dava konusu otomobilin de edinilmiş mallar yerine geçen değerlerden olup olmadığı da araştırılmalıdır. (MK. md. 219/5)
İşin temyiz incelemesi sırasında bu yönün gözden kaçtığı ve yazılı şekilde bozma yapıldığı anlaşılmakla davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne, dairemizin bozma kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 440 – 442 maddeleri uyarınca davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 22.01.2007 tarihli 7011/111 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, davacının karar düzeltme isteğinin yukarıda I. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren 160 YTL. para cezasının, harçlar kanunu uyarınca 27.00 YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyen davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oybirliği ile karar verildi…”
Boşanma ve mal paylaşımı davalarınızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.