Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Anlaşmalı boşanma davası, tarafların evlilik birliğini sonlandırmak için boşanmanın doğuracağı tüm sonuçlarda mutabık olmaları üzerine açılan dava türüdür. Taraflar anlaşmalı olarak boşanabilmek için dava dilekçesi ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye başvururlar.

Anlaşmalı boşanma davası, taraflar arasındaki sorunların karşılıklı olarak çözülebilmesi, çekişmeli boşanma davalarından daha hızlı ve daha az masraflı bir seçenek olması nedeniyle sık tercih edilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Şartları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. Maddesinde sayılan şartlar gerçekleştiği takdirde taraflar anlaşmalı olarak boşanabilirler. Bu maddeye göre;

  1. Evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş olmalıdır. O halde 1 yıldan daha kısa süreli evli olan taraflar anlaşmalı boşanma davası açamazlar. Sonuç olarak ya 1 yıllık sürenin dolmasını beklemeleri ya da çekişmeli boşanma davası açarak boşanmaları gerekmektedir.
  2. Eşler birlikte başvurmalı ya da bir eşin açtığı davayı diğeri kabul etmelidir.
  3. Eşler hakim huzurunda boşanmak istediklerini beyan etmelidirler.
  4. Boşanmanın nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi malî sonuçları ile müşterek çocukların durumuyla ilgili düzenlenmeyi hakim uygun bulmalıdır. Ayrıca anlaşmalı boşanma davasında delil sunulmamakta ve tanık dinlenmemektedir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davası kısa sürede sonuçlanan bir davadır. Bununla birlikte eşlerden birinin yabancı uyruklu olması, anlaşmalı boşanma davası açmalarına engel değildir ve açılan davada sürecin uzamasına neden olmaz.

Anlaşmalı Boşanma İçin Nereye Başvurulur?

Taraflar, aile konutunun bulunduğu veya eşlerden birinin oturduğu yerdeki Aile Mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Ancak taraflar anlaşarak bir başka yerdeki mahkemede de anlaşmalı boşanma davasını açabilirler. Fakat adliyede Aile Mahkemesi yoksa, dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanmaya karar veren eşler ortaklaşa dava dilekçesi ve ıslak imzalı anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak Aile Mahkemesine başvururlar. Gerekli harçlar yatırıldıktan sonra dava açılmaktadır. Bununla birlikte; hangi eşin olduğu fark etmeksizin eşlerden biri dava dilekçesini hazırlayarak boşanma davasını açar ve diğer eş, davayı kabul ettiğini beyan ederek anlaşmalı boşanma protokolünü mahkemeye sunar. Taraflara duruşma günü verilebilmesi için protokolün hukuka uygun olması ve belirlenen taleplerin tam olması gerekir. O halde anlaşmalı boşanma protokolünde hukuka aykırılıklar varsa düzeltilmesi gerekir. Gerekli düzenleme yapıldıktan sonra da boşanma için gün verilmektedir.

Taraflar, boşanmanın doğuracağı tüm hukuki sonuçlara ilişkin taraflarca uyuşmazlığın bulunmadığını gösteren anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamalıdır. Protokol hazırlanırken eşlerin boşanma sonrasında herhangi bir hak kaybı yaşamaması için maddeler üzerinde iyice düşünülmelidir. Bu nedenle protokolün bir avukat tarafından veya avukata danışarak hazırlanması taraflar için daha sağlıklı olacaktır.

Hakim duruşma günü boşanma protokolünü okur ve her madde için tarafların mutabık olup olmadıklarını sorar. Taraflar mahkeme huzurunda boşanmak istediklerini beyan ederler. Hakim eşlerin mutabık olduklarına ve boşanmak istediklerine kanaat getirirse tarafların boşanmalarına karar verir. Eğer taraflardan biri anlaşmadan vazgeçtiğini beyan ederse boşanma gerçekleşmez.

Dava Açmak İçin Avukat Tutma Zorunlu Mudur?

Anlaşmalı boşanma davasında tarafların avukat tutmak gibi bir zorunlulukları bulunmamaktadır. Eşler dava dilekçesini ve anlaşmalı boşanma protokolünü birlikte hazırlayabilirler. Ancak hazırlanan protokolün eksiksiz olması, tarafların boşanma sırasında ve sonrasında herhangi bir hak kaybı yaşamamaları, sürecin daha hızlı sonuçlanması için bir avukattan profesyonel yardım almak kişilerin yararına olacaktır.

Anlaşmalı Boşanmada Avukat Ücreti

Anlaşmalı boşanma davasında avukat ücretleri TBB tarafından yayınlanan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenmektedir. Ancak avukatlar, tarifede belirlenen miktardan daha düşük bir ücrete anlaşamazlar. Bununla birlikte her avukat tecrübesi ve uzmanlığına göre kendi ücretini belirleyebilmektedir. 2023 yılı anlaşmalı boşanma avukat ücreti için alt sınır 9.200 TL olarak belirlenmiştir.

Taraflar Duruşmada Hazır Bulunmalıdır

Anlaşmalı boşanma davasında taraflar duruşmada hazır bulunmalıdır. Eşler kendilerini vekille temsil ettirseler dahi duruşmaya katılmalı ve boşanmak istediklerini beyan etmelilerdir. Duruşmaya gelmeyen eş boşanmak istediğini dilekçeyle beyan etse de hakim tarafların boşanmasına karar vermez. Bunun sonucunda dava reddedilebilmekte ya da çekişmeli boşanma davasına dönebilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davasına oranla çok daha kısa sürmektedir. Tarafların mahkemeye başvurmalarının ardından mahkemenin yoğunluğuna göre on ile otuz gün arasında bir gün verilmektedir.

Taraflar duruşmada hazır bulunduklarında ve boşanmak istediklerini beyan ettiklerinde, anlaşmalı boşanma davası tek celsede sonuçlanmaktadır. Boşanma hükmüne ilişkin gerekçeli karar yazılarak taraflara tebliğ edilmektedir. Kararın tebliğ edilmesinin akabinde taraflar iki haftalık süre içerisinde itiraz etmezlerse karar kesinleşir.

Çekişmeli Dava Anlaşmalıya Döndürülebilir Mi?

Açılan ve devam etmekte olan çekişmeli boşanma davası; tarafların bizzat beyanda bulundukları, boşanma konusunda ve boşanmanın doğuracağı tüm sonuçlarda mutabık olduklarını ve hazırladıkları protokol uyarınca anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep ettiklerini söyledikleri zaman, anlaşmalı boşanma davasına döndürülebilmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Nasıl İptal Edilir?

Davacı eş, anlaşmalı boşanma davasında karar verilmeden önce boşanma davasından feragat ettiğini söyleyen dilekçeyi mahkemeye sunarak veya duruşma sırasında sözlü olarak bildirebilmektedir. Bununla birlikte gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflar boşanma kararına itiraz edebilirler.

Anlaşmalı Boşanma Davasına İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/9637 E., 2012/5697 K. Sayılı Kararında:

‘Davacı (koca) 21.10.2008 tarihinde açmış olduğu boşanma davasından 30.12.2008 tarihinde feragat etmiştir. Bu durumda davacı feragat tarihine kadar, davalı kadından kaynaklanan kusurları affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış sayılmaktadır. Tarafların feragatle sonuçlanan davadan sonra bir araya gelmedikleri ve bu dava tarihine kadar yeni bir hadisenin kanıtlanamadığı görülmektedir. Feragat tarihinden önceki olaylar boşanma hükmüne esas alınamaz.”
Önceden açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasında dayanılan sebepler ile 3 yıl boyunca tekraren dava açılamaz. Açılması halinde dava kesin hüküm varlığı ile reddedilecektir. İşbu kurala takılmamak adına boşanmaya sebep olan yeni vakıaların dava dilekçesinde gösterilmesi gerekir. Zira 3 yıllık süre geçmeksizin aynı gerekçelerle açılmış olan boşanma davası reddedilecek ve karşı taraf vekili lehine vekalet ücreti çıkacaktır. Bu sebeple boşanma davası açılırken işinde uzmanlaşmış bir avukat ile çalışılması önem taşımaktadır.
Boşanma davasının reddedildiği ve kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle birlikte ortak hayat yeniden kurulamamışsa, fiili ayrılık sebebine dayanılarak eşlerden biri tarafından yeni bir boşanma davası açılması durumunda mahkeme davanın reddine karar veremez.

*                           *                           *                           *                           *

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2.5.2017 tarihli ve 2017/2269 E. 2017/5101 K. Sayılı kararına göre:

“KARAR : Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” ( TMK m. 166/1-2 ) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

 Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.”

*                           *                           *                           *                           *

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/25773 Esas, 2017/14035 K. Sayılı Kararında:

“Eşler arasında görülen dosyanın itirazın iptali davasıdır. Çiftler anlaşmalı boşanma yoluyla boşanmış ve anlaşmalı olarak düzenlenen anlaşma gereği eşlerin ortak çocuğunun (06.05.1990 doğumlu) özel üniversiteye gitmesi halinde okul ücretinin yarısının davalı babanın karşılanacağı belirtilmiştir. Fakat davalı, özel üniversiteye giden ortak çocuğun ücretinin yarısını ödememiş ve sözleşme hükmü yerine getirilmemiş olduğundan davacı, davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Bu takibe karşılık olarak davalı, icra takibine itiraz ederek icra takibini durdurmuştur. Bunun üzerine davacı anne, davalının itirazının iptaliyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talepli itirazın iptali davası açmıştır. Hakim boşanma tarihinde ergin olmayan çocuğun dosya tarihiyle ergin olmaması sebebiyle davacı annenin çocuk lehine dava açmada yetkisi bulunmadığını belirterek davayı usulden reddetmiştir.

Yargıtay, temyiz sonucu dosya incelemesinde, eğitim giderleri konusunda davalı babanın yarısının ödeneceğinin düzenlenmesinde ortak çocuk boşanma protokolünün tarafı olmadığını belirtmiştir. Ortak çocuğun ilerleyen zamanda ergin olması, boşanma protokolüne dayalı olarak bir taraf sıfatının kazandırılmayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle hakimin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir.” 

*                           *                           *                           *                           *

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/4316 E., 2012/22373 K. Sayılı Kararında:

”…Davalının zaman zaman eşine ve çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, eşine “mayası bozuk, sütü bozuk, şeytan tabiatlı ” şeklinde sözler sarfettiği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının gerçekleşen bu davranışlarının, davacının vücut bütünlüğünü ve onurunu ağır biçimde zedelediği, sağlını ve ruhsal bütünlüğünü bozduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan açıklanan davranışlar pek kötü ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebini oluşturur. Bu husus gözetilmeden isteğin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.”

*                           *                           *                           *                           *

Boşanma davanızda hak kaybına uğramamak için bir boşanma avukatından destek almanızı tavsiye ederiz.

Diğer yazılarımız için tıklayın…

Tel : 0 501 144 84 27

Av.Zeynep Ünal Murat