Nafaka Nedir, Nafaka Türleri Nelerdir?
Nafaka, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen, boşanma veya ayrılık durumunda eşler ve çocuklar için mahkeme kararıyla bağlanan mali yardımlardır. Nafaka türleri üç ana başlık altında incelenir: Tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası. Tedbir nafakası, dava süresince maddi durumu zayıf olan tarafa ödenen bir yardımdır. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik olarak güç durumda kalan eşe ödenirken, iştirak nafakası, çocukların bakım ve eğitim giderleri için ödenen nafaka türüdür. Yardım nafakası ise bu genel kategorilerin dışında, belirli şartlar altında bir yakın veya hısıma yapılan maddi yardımı ifade eder.
Yardım Nafakası Nedir?
Yardım nafakası, maddi durumu yetersiz olan, bakım ve geçimini sağlayamayan kişilerin, kanunen yükümlü olan yakınlarından talep edebilecekleri mali destektir. Yardım nafakası, sadece eşler ve çocuklar arasında değil, daha geniş bir aile çemberinde de talep edilebilir. Yardım nafakası, diğer nafaka türlerinden farklı olarak, yoksulluk nafakası veya iştirak nafakası talep edemeyecek durumda olan kişiler için geçerlidir. Bu nafaka türü, zor durumda olan bir bireyin temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla talep edilebilir.
Yardım Nafakasının Hukuki Dayanağı
Yardım nafakasının hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun 328/2 ve 364. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeler, aile bireylerinin birbirlerine karşı olan yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklerin kapsamını belirler. Kanun koyucu, ekonomik durumu iyi olan bir aile üyesinin, zor durumda olan bir diğerine yardımcı olmasını zorunlu kılmıştır. Yardım nafakasının hukuki dayanağı, toplumsal dayanışma ve ailenin korunması ilkelerine dayanmaktadır.
Yardım Nafakasının Şartları Nelerdir?
Yardım nafakasına hak kazanmak için belirli şartların varlığı gerekmektedir. Öncelikle nafaka talep eden kişinin maddi durumunun yetersiz ve yardıma muhtaç olması şarttır. Ayrıca, nafaka talep edilen kişinin ekonomik durumu iyi olmalı ve bu yardımı sağlayabilecek kapasitede olmalıdır. Yardım nafakasının talep edilebilmesi için, nafaka yükümlüsü ile nafaka talep eden arasında bir akrabalık bağı bulunmalıdır. Bu bağ genellikle altsoy-üstsoy ilişkisi, kardeşler veya diğer hısımlar arasında olabilir.
TMK 328/2. Maddesi Uyarınca Yardım Nafakası Şartları
Türk Medeni Kanunu’nun 328/2. maddesi, yardım nafakasının üstsoy ve altsoy arasında talep edilebileceğini belirtir. Bu maddeye göre, ergin olan çocukların anne ve babalarına yardım yükümlülüğü vardır. Ancak bu yükümlülük, çocuğun kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olması halinde geçerlidir. Bu madde kapsamında, ekonomik olarak zor durumda olan anne veya baba, yetişkin çocuklarından yardım nafakası talep edebilir.
TMK 364. vd. Hükümleri Uyarınca Yardım Nafakası Şartları
TMK 364 ve devamı maddeleri, daha geniş bir akrabalık çemberinde yardım nafakası talep edilebileceğini düzenler. Bu hükümlere göre, kardeşler, amcalar, halalar, teyzeler, dayılar ve diğer hısımlar arasında da yardım nafakası talep edilebilir. Ancak, nafaka talep edenin ekonomik olarak zor durumda olması ve nafaka yükümlüsünün ekonomik gücünün yerinde olması gerekmektedir. Bu maddeye dayanarak, zor durumda olan bir kardeş, maddi durumu iyi olan diğer kardeşinden nafaka talep edebilir.
Yardım Nafakası Kimler Tarafından Talep Edilebilir?
Yardım nafakası, altsoy-üstsoy ilişkisi içinde yer alan bireyler, kardeşler ve belirli hısımlar tarafından talep edilebilir. Örneğin, ergin çocuklar, maddi durumu iyi olan ebeveynlerinden, zor durumda olduklarında nafaka talep edebilirler. Aynı şekilde, ekonomik olarak zor durumda olan bir kardeş, maddi durumu iyi olan diğer kardeşlerinden yardım nafakası talep edebilir. Nafaka talebinde bulunacak kişinin, nafaka yükümlüsü ile arasında bir akrabalık bağı bulunması ve bu bağın kanunla belirlenen sınırlar içinde yer alması gerekmektedir.
Yardım Nafakası Nasıl Talep Edilir?
Yardım nafakası talebi, nafaka talep eden kişinin, nafaka yükümlüsü olan kişiye karşı açacağı bir dava ile gerçekleştirilir. Bu dava, nafaka talebinde bulunan kişinin ikametgahının bulunduğu aile mahkemesinde açılabilir. Dava dilekçesinde, nafaka talebinin dayanakları, taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi ve talep edilen nafaka miktarı açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumunu ve diğer şartları değerlendirerek, yardım nafakasına karar verir.
Yardım Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
Yardım nafakasının miktarı, mahkeme tarafından belirlenir ve bu miktarın belirlenmesinde tarafların ekonomik durumu, nafaka talep edenin ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün mali gücü göz önünde bulundurulur. Mahkeme, nafaka talep eden kişinin yaşam standardını, nafaka yükümlüsünün mali durumunu ve genel hayat koşullarını değerlendirerek, adil bir nafaka miktarı belirler. Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumlarının değişmesi halinde yeniden değerlendirilebilir.
Yardım Nafakası Nasıl ve Ne Zaman Sona Erer?
Yardım nafakası, nafaka talep eden kişinin ekonomik durumunun düzelmesi, yeniden evlenmesi veya ölüm gibi sebeplerle sona erer. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün mali durumunun bozulması da nafakanın sona ermesine neden olabilir. Yardım nafakası, mahkeme kararıyla belirli bir süre için ödenebileceği gibi, süresiz olarak da bağlanabilir. Nafakanın sona ermesi durumunda, taraflar mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilirler.
Yardım Nafakası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Yardım nafakası davasında görevli mahkeme, nafaka talep eden kişinin ikametgahının bulunduğu aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunması durumunda, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olacaktır. Nafaka davasının açılması, dilekçe ve gerekli belgelerin mahkemeye sunulması ile gerçekleştirilir. Mahkeme, nafaka talebini değerlendirirken tarafların ekonomik durumunu ve hukuki dayanakları göz önünde bulundurur.
Yardım Nafakasının Artırılması veya Azaltılması
Yardım nafakası, tarafların ekonomik durumlarının değişmesi halinde artırılabilir veya azaltılabilir. Nafaka miktarının artırılması talebinde bulunacak kişi, mahkemeye başvurarak mevcut nafakanın yetersiz kaldığını ve artışa ihtiyaç duyduğunu belirtmelidir. Aynı şekilde, nafaka yükümlüsü, ekonomik durumunun bozulması veya diğer geçerli sebeplerle nafakanın azaltılmasını talep edebilir. Mahkeme, tarafların taleplerini değerlendirerek adil bir karar verir.
Yardım Nafakasının Kaldırılması
Yardım nafakası, nafaka talep eden kişinin ekonomik durumunun düzelmesi veya diğer geçerli sebeplerle kaldırılabilir. Nafaka yükümlüsü, nafakanın kaldırılması talebiyle mahkemeye başvurabilir. Mahkeme, nafaka talep edenin maddi durumunu ve diğer şartları değerlendirerek, nafakanın kaldırılmasına karar verebilir. Nafaka yükümlüsünün mali durumunun bozulması da nafakanın kaldırılmasına neden olabilir. Bu durumda, mahkeme, nafakanın kaldırılması talebini değerlendirir ve uygun görürse nafaka ödemelerini durdurur.
Reşit Çocuğun Yardım Nafakası Talebi
Reşit olmuş çocuklar, yani 18 yaşını doldurmuş ve ergin sayılan bireyler, ekonomik olarak zor durumda olmaları ve kendi geçimlerini sağlayamamaları halinde, anne veya babalarından yardım nafakası talep edebilirler. Bu talep, Türk Medeni Kanunu’nun 328/2. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ergin çocukların, kendi geçimlerini sağlayamayacak durumda oldukları hallerde, anne ve babalarının mali durumları elverdiği ölçüde onlara yardım etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak bu nafaka talebi, çocukların eğitim hayatlarının devam etmesi veya iş bulamama gibi geçerli sebeplerle haklı bir zemine dayanmalıdır. Mahkeme, bu talepleri değerlendirirken, tarafların ekonomik durumunu ve talebin meşruiyetini göz önünde bulundurur.
Yardım Nafakasına İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17254 E., 2016/3205 sayılı kararı
“Somut olayda dosya kapsamından, davacının… öğrencisi olduğu, apart otelde aylık 475,00 TL kira ödemek suretiyle kaldığı, aylık 330,00 TL katkı kredisi aldığı, yarı zamanlı işlerde çalışıp aylık 250,00 TL gelir elde ettiği, 2013 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu %28 oranında özürlü kaldığı, sağ elini kullanamadığı, kazaya neden olan aracın sigorta şirketinin davacıya 125.210,30 TL tazminat ödediği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere davacı eğitimini sürdürebilmek için anne babasının yardımına muhtaç olup, bu bağlamda mahkemece davacı lehine yardım nafakası takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir. Ne var ki yardım nafakası takdir olunurken, nafaka vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Hükmedilecek yardım nafakası miktarı yalnızca sıkıntılı durumu önlemeye matuf olup, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK’nın 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Temyize konu iş bu davada, davalı babanın emekli olduğu, aylık 1.100,00 TL emekli maaşı aldığı, yeniden evlendiği, ikinci eşinden bir çocuğunun daha olduğu göz önüne alındığında, takdir olunan aylık 900,00 TL nafakanın davalı babanın ekonomik durumuyla uyumlu olmadığı açıktır. Diğer taraftan, mirasçılıkta davalı baba ile aynı sırada olan dava dışı anne, duruşmada tanık olarak dinlenmiş ve kendisinin emekli olduğunu ve aynı zamanda terzilik yaptığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta aynı sırada yer alan dava dışı annenin nafakaya katılma yükümlülüğü birlikte değerlendirildiğinde; davacı lehine hükmedilen aylık 900,00 TL nafaka miktarı biraz yüksek bulunmuş, davalı vekilinin temyiz itirazları bu yönden yerinde görülerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacı öğrencinin giderleri ve nafaka yükümlüsü davalı babanın geliriyle orantılı olacak şekilde, dava dışı annenin de masraflara katlanma yükümlülüğü bulunduğu nazara alınıp, daha düşük bir miktar nafakaya hükmetmek olmalıdır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/20001 E., 2017/13266 K. sayılı kararı
“Davalıların temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemeye gelince:
a)Davalı annenin tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre çalışmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığı bulunmadığı, bu suretle yardım nafakası ödeme gücü bulunmadığı anlaşılmakla anneye yönelik yardım nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
b)Kabule göre de; Hükmün 1. fıkrasında yer alan “dava tarihinden itibaren aylık 200 TL yardım nafakasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” hükmedilmek suretiyle davalılardan hangisinin ne miktarda yardım nafakası ödeyeceğinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar yerinde gösterilmemesi doğru olmamıştır…”