Bu makalemizde tanıma davası nedir, evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması davası nedir, tanıma davasının şartları nelerdir, tanımanın iptali davası nasıl açılır ve süresi nedir, evlilik dışı doğan çocuğun nafaka ve velayet hakkı nelerdir gibi birçok soruyu cevaplandıracağız.
Tanıma Nedir?
Tanıma, evlilik dışında dünyaya gelen bir çocuğun biyolojik babası tarafından resmi olarak kabul edilmesi işlemidir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu işlem, çocuğun babasıyla hukuki bağ kurmasını sağlar ve soybağı ilişkisini resmiyete kavuşturur. Tanıma işlemi, babanın beyanı ile gerçekleşir ve mahkeme kararına ihtiyaç duyulmadan uygulanabilir.
Tanıma, nüfus müdürlüğünde, noter huzurunda, mahkeme aracılığıyla veya vasiyetname düzenlenerek yapılabilir. Bu işlemle birlikte çocuk, babasının soyadını taşıma, mirasçılık hakkına sahip olma ve nafaka talep etme gibi hukuki haklara kavuşur. Ancak, annenin veya çocuğun tanımaya itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Eğer anne veya çocuk, babalık iddiasını kabul etmezse, babalık davası açılarak durum mahkeme tarafından incelenir.
Tanıma işlemi, çocuğun hem hukuki hem de sosyal haklarını koruma altına alan bir prosedürdür. Babayla resmi soybağı kurulması sayesinde, çocuğun kimliği ve geleceği güvence altına alınır. Bu nedenle, tanıma işlemi, evlilik dışı doğan çocukların yasal haklarını sağlamak adına büyük bir öneme sahiptir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınmasının Şartları Nelerdir?
Evlilik dışında dünyaya gelen bir çocuğun, biyolojik baba tarafından resmi olarak tanınabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu süreç, çocuğun soybağının kurulmasını sağlayarak ona hukuki haklar kazandırır.
1. Babanın Tanıma Beyanında Bulunması
Tanıma işleminin gerçekleşebilmesi için öncelikle babanın kendi isteğiyle çocuğu tanıdığını resmi olarak beyan etmesi gerekir. Baba, herhangi bir zorunluluk altında olmadan, serbest iradesiyle bu beyanı vermelidir. Tanıma işlemi, noter, nüfus müdürlüğü, mahkeme veya vasiyetname yoluyla gerçekleştirilebilir.
2. Çocuğun Evlilik Dışında Doğmuş Olması
Tanıma işlemi, yalnızca evlilik dışında doğan çocuklar için mümkündür. Eğer çocuk, anne ile baba evli olduğu dönemde doğmuşsa, çocuğun soybağı doğrudan evlilik birliği içinde kurulur ve ayrıca tanımaya gerek kalmaz.
3. Çocuğun Başka Bir Erkekle Soybağı Bağlantısının Bulunmaması
Tanımanın geçerli olabilmesi için çocuğun başka bir erkekle soybağının kurulmamış olması gerekmektedir. Eğer çocuk, başka bir erkekle soybağı ilişkisi içindeyse, öncelikle soybağının reddi davası açılarak bu bağın ortadan kaldırılması gerekir. Soybağı ilişkisi sona ermeden baba tarafından tanıma işlemi gerçekleştirilemez.
4. Tanımanın Anne veya Çocuk Tarafından İtiraz Edilmemesi
Baba tarafından yapılan tanıma, annenin veya çocuğun itiraz etmemesi halinde doğrudan hüküm doğurur. Ancak, anne veya çocuk, babalık ilişkisinin gerçeği yansıtmadığını iddia ederse, tanımanın iptali için dava açma hakkına sahiptir.
5. Tanıma İşleminin Resmi Merciler Önünde Yapılması
Tanımanın geçerli olabilmesi için resmi makamlar tarafından onaylanması gerekmektedir. Bu işlem, noterde, nüfus müdürlüğünde, mahkemede ya da babanın düzenlediği bir vasiyetname ile yapılabilir. Beyan herhangi bir sözlü şekilde yapılamaz ve resmiyet kazanmayan tanıma hukuki sonuç doğurmaz.
Evlilik dışı doğan bir çocuğun babası tarafından tanınabilmesi için babanın özgür iradesiyle resmi bir beyan vermesi, çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisinin bulunmaması ve tanımanın anne veya çocuk tarafından itiraz edilmemesi gerekmektedir. Tanıma işlemi tamamlandıktan sonra çocuk, babanın soyadını alma, miras hakkı kazanma ve babadan nafaka talep etme gibi hukuki haklara sahip olur.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınması Yöntemleri Nelerdir?
Evlilik dışı doğan bir çocuğun baba tarafından tanınması, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Tanıma işlemi, çocuğun biyolojik babasıyla hukuki bağının kurulmasını sağlar ve bu süreç, resmi merciler aracılığıyla tamamlanmalıdır. Tanıma, noter, nüfus müdürlüğü, mahkeme veya vasiyetname yoluyla gerçekleştirilebilir.
1. Nüfus Müdürlüklerinde Tanıma
Baba, tanıma işlemini doğrudan nüfus müdürlüğüne başvurarak gerçekleştirebilir. Tanıma beyanı verildiğinde, çocuğun kimlik bilgileri düzenlenir ve babanın soyadı ile nüfus kaydına geçirilir. Bu yöntem en hızlı ve doğrudan tanıma sürecidir.
2. Noter Aracılığıyla Tanıma
Tanıma işlemi noterde düzenlenen resmi bir beyan ile de yapılabilir. Baba, noter huzurunda çocuğunu tanıdığına dair bir beyanname hazırlar. Bu beyan, noter tarafından onaylandıktan sonra nüfus müdürlüğüne bildirilir ve tanıma işlemi resmiyet kazanır.
3. Mahkeme Yoluyla Tanıma
Baba, aile mahkemesine başvurarak da tanıma işlemini gerçekleştirebilir. Mahkeme, tanıma beyanını resmileştirerek nüfus müdürlüğüne bildirimde bulunur. Ancak, tanıma işlemine anne veya çocuğun itiraz etmesi halinde, bu süreç babalık davasına dönüşebilir.
4. Vasiyetname Yoluyla Tanıma
Tanıma, baba tarafından düzenlenen resmi bir vasiyetname ile de yapılabilir. Baba, çocuğun kendisine ait olduğunu vasiyetnamesinde açıkça belirttiğinde, bu belge geçerli bir tanıma yöntemi sayılır. Baba vefat ettikten sonra vasiyetname açıldığında, tanıma işlemi resmiyet kazanır ve çocuğun nüfus kaydı buna göre güncellenir.
Evlilik dışı doğan bir çocuğun baba tarafından tanınması, nüfus müdürlüğü, noter, mahkeme veya vasiyetname yoluyla gerçekleştirilebilir. Tanıma işlemi tamamlandıktan sonra çocuk, babanın soyadını taşıma, mirasçılık hakkı kazanma ve nafaka talep etme gibi hukuki haklara sahip olur. Resmi makamlar tarafından yapılan tanıma işlemi, çocuğun haklarını güvence altına almak açısından büyük önem taşır.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınmasının Usulü
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, çocuğun biyolojik babasıyla hukuki soybağı ilişkisinin kurulmasını sağlayan bir işlemdir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu işlem, çocuğun resmi olarak babasına bağlanmasını ve ona çeşitli hukuki haklar tanınmasını amaçlar. Tanıma işleminin geçerli olabilmesi için belirli usullere uyulması gerekmektedir.
Tanıma, babanın özgür iradesiyle gerçekleşir ve yetkili merciler aracılığıyla resmileştirilmelidir. Bu işlem sözlü beyanla yapılamaz, mutlaka resmî bir belgeyle kayıt altına alınmalıdır. Tanıma işlemi, nüfus müdürlüğüne başvurularak, noter huzurunda tanıma beyanında bulunarak, aile mahkemesi aracılığıyla veya resmi bir vasiyetname düzenlenerek gerçekleştirilebilir. Hangi yöntem tercih edilirse edilsin, yapılan tanıma işlemi nüfus müdürlüğüne bildirilerek çocuğun kimlik bilgileri güncellenir ve hukuki soybağı resmiyet kazanır.
Tanıma işleminin geçerli olması için çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisinin bulunmaması gerekir. Eğer çocuk hukuken başka bir babaya kayıtlı ise, tanıma işlemi öncesinde soybağının reddi davası açılarak mevcut soybağı ilişkisinin kaldırılması gerekmektedir. Bu dava sonuçlanmadan biyolojik baba tarafından tanıma işlemi gerçekleştirilemez. Soybağı reddedildikten sonra, baba tarafından yapılan tanıma, çocuğun kimlik bilgilerine işlenerek soybağı hukuken tamamlanır.
Tanımaya, çocuğun annesi veya çocuğun kendisi tarafından itiraz edilebilir. Eğer anne veya çocuk, babalık ilişkisinin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorsa, tanımanın iptali için mahkemeye başvurabilir. Bu durumda, babalık davası süreci başlar ve mahkeme, babalık iddiasının doğru olup olmadığını anlamak için DNA testi gibi bilimsel delillere başvurabilir. Eğer tanıma işlemi geçersiz kılınırsa, çocuğun biyolojik babasıyla olan hukuki bağı sona erer ve başka bir soybağı ilişkisi kurulması gerekebilir.
Tanıma işlemi tamamlandığında, çocuğun soyadı değiştirilebilir ve babanın soyadını alması sağlanabilir. Ayrıca çocuk, baba ile miras ilişkisine girer ve nafaka talebinde bulunma hakkı kazanır. Tanıma işlemiyle birlikte, baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden sorumlu hale gelir. Bu süreç, çocuğun hukuki haklarını güvence altına alarak, onun sosyal ve ekonomik haklarını koruma altına almayı amaçlar.
Babanın Tanıma Davası Nedir?
Baba, evlilik dışında dünyaya gelen çocuğuyla soybağı kurmak istediğinde, tanıma işlemi yapabilir. Ancak bazı durumlarda, çocuğun annesi veya üçüncü kişiler bu tanımaya itiraz edebilir ya da çocuk başka bir erkekle soybağı ilişkisine sahip olabilir. Bu gibi durumlarda, biyolojik baba tarafından tanıma davası açılması gerekebilir. Tanıma davası, çocuğun babası olduğunu iddia eden kişinin mahkemeye başvurarak, soybağını resmi olarak tescil ettirmek istemesiyle açılan bir davadır.
Bu dava, baba tarafından açılabileceği gibi, tanıma işleminin iptal edilmesi için anne veya çocuğun itiraz etmesi halinde de gündeme gelebilir. Eğer baba, kendi iradesiyle tanıma beyanında bulunmuş ancak anne veya çocuk bu tanımaya karşı çıkmışsa, mahkeme süreci başlar. Bu durumda, tanıma işleminin geçerli olup olmadığı, DNA testi gibi bilimsel delillerle ispat edilmek zorundadır. Mahkeme, çocuğun babadan olup olmadığını inceleyerek, tanımanın geçerliliği hakkında karar verir.
Baba, tanıma davası açmadan önce çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisinin olup olmadığını kontrol etmelidir. Eğer çocuk, hukuken başka bir babaya kayıtlı ise, öncelikle soybağının reddi davasının açılması gerekmektedir. Bu dava sonuçlanmadan, biyolojik baba tarafından tanıma davası açılamaz. Mahkeme sürecinde, DNA testi gibi bilimsel delillere başvurulması zorunludur. Eğer DNA testi sonucunda babalık ilişkisi ispat edilirse, mahkeme tanımayı tescil eder ve çocuğun nüfus kaydı değiştirilir.
Tanıma davası sonucunda, çocuğun babayla soybağı kurulduğunda birçok hukuki sonuç doğar. Çocuk, babanın soyadını alabilir, miras hakkına sahip olur ve nafaka talep edebilir. Ayrıca, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına da karar verilebilir. Bu süreç, çocuğun hem sosyal hem de ekonomik haklarını korumak için büyük önem taşır. Babanın tanıma davası, çocuğun soybağını kurarak, onun gelecekteki haklarını güvence altına almak adına başvurulabilecek hukuki yollar arasında yer almaktadır.
Tanınmanın İptali Davası
Tanınmanın iptali davası, biyolojik gerçekliğe aykırı olarak gerçekleştirilen bir tanıma işleminin geçersiz kılınması amacıyla açılan bir davadır. Türk Medeni Kanunu’na göre tanıma, çocuğun biyolojik babası tarafından yapıldığında geçerli kabul edilir. Ancak, tanıma beyanının gerçeği yansıtmadığı durumlarda, ilgililer tarafından mahkemeye başvurularak tanımanın iptali talep edilebilir.
Bu davayı açma hakkına sahip kişiler belirli sınırlamalar dahilinde kanunla düzenlenmiştir. Öncelikle anne ve çocuk, tanıma işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeye başvurabilir. Eğer tanıyan kişi, gerçekte çocuğun biyolojik babası değilse, anne veya çocuk tarafından tanımanın iptali için dava açılabilir. Bunun yanı sıra, çocuğun gerçek biyolojik babası olduğu iddia edilen kişi de tanımaya itiraz ederek, tanımanın iptali için hukuki süreç başlatabilir.
Tanınmanın iptali davasında ispat yükü davayı açan tarafa aittir. Davacı, tanıyan kişinin çocuğun biyolojik babası olmadığını kanıtlamak zorundadır. Mahkeme, bu iddiaları değerlendirmek için genellikle DNA testi gibi bilimsel delillere başvurur. Eğer DNA testi sonucunda, tanımayı yapan kişinin çocuğun biyolojik babası olmadığı tespit edilirse, mahkeme tanımanın iptaline karar verir ve çocuğun nüfus kaydı değiştirilir.
Bu dava sonucunda, çocuğun tanıyan kişiyle olan soybağı ilişkisi sona erer. Böylece, çocuk ile tanıyan kişi arasındaki mirasçılık ilişkisi, nafaka yükümlülüğü ve velayet hakları ortadan kalkar. Tanınmanın iptal edilmesiyle birlikte, çocuğun gerçek biyolojik babasının belirlenmesi için babalık davası açılması gerekebilir.
Tanınmanın iptali davası, çocuğun hukuki statüsünü doğrudan etkileyen önemli bir süreçtir ve yalnızca mahkeme kararıyla hükme bağlanabilir. Tanımanın hukuka aykırı olduğu iddia ediliyorsa, sürecin uzman bir avukat eşliğinde yürütülmesi hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir.
İptal Davası Açma Süresi Nedir?
Tanınmanın iptali davası açma süresi, Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen hak düşürücü süreler kapsamında değerlendirilir. Bu dava, belirli kişilere tanınmış olup, her birinin dava açma hakkı farklı sürelerle sınırlandırılmıştır. Hak düşürücü sürelerin geçmesi durumunda dava açma hakkı kaybedilir ve tanıma geçerli kabul edilir.
Öncelikle, çocuğun annesi tanımanın gerçek dışı olduğunu ileri sürerek tanımayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde iptal davası açmak zorundadır. Eğer anne, bu süre içinde mahkemeye başvurmazsa, tanıma geçerli sayılır ve daha sonra iptal edilmesi mümkün olmaz.
Benzer şekilde, çocuk da tanınmanın iptalini talep edebilir. Çocuk, ergin (18 yaşını doldurmuş) olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurmalıdır. Eğer çocuk reşit olmadan önce tanıma gerçekleşmişse, dava açma hakkı ancak reşit olduktan sonra kullanılabilir. Ancak, çocuğun mahkemeye başvurması gereken süreyi geçirmesi halinde, iptal talebi reddedilir.
Tanınan çocuğun gerçek biyolojik babası olduğu iddia edilen kişi de tanımanın iptali için dava açabilir. Bu kişi, tanımayı ve çocuğun kendisine ait olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurmalıdır. Eğer biyolojik baba olduğunu iddia eden kişi süresinde dava açmazsa, tanıma kesinleşir ve artık itiraz edilemez.
Tanınmanın iptali davasında Cumhuriyet savcısı da kamu düzenini ilgilendiren durumlarda re’sen dava açabilir. Ancak, savcının dava açması için kesin bir süre öngörülmemiştir. Eğer sahte veya hukuka aykırı bir tanıma işlemi söz konusuysa, savcı durumu araştırarak mahkemeye başvurabilir.
Çocuğun Başka Bir Erkekle Soybağı Varsa Soybağının Reddi Davası
Eğer çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi bulunuyorsa, biyolojik babanın çocuğunu tanıması hukuken mümkün değildir. Bu durumda öncelikle soybağının reddi davasının açılması gerekir. Soybağının reddi davası, çocuğun resmi olarak babası kabul edilen kişiyle olan soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması için açılan bir davadır. Bu süreç tamamlanmadan, biyolojik baba tarafından tanıma işlemi gerçekleştirilemez.
Soybağının reddi davası, çocuğun resmi olarak babası görünen kişi, anne veya çocuk tarafından açılabilir. Eğer koca, çocuğun kendisinden olmadığını düşünüyorsa, çocuğun doğumunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak soybağının reddini talep edebilir. Çocuk da ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde bu davayı açabilir. Dava sürecinde en güçlü delil DNA testidir. Mahkeme, çocuğun biyolojik babasının mevcut soybağı ilişkisi içinde yer almadığını tespit ederse, soybağı ilişkisinin kaldırılmasına karar verir.
Soybağının reddi kararı kesinleştikten sonra, biyolojik baba çocuğunu tanıyabilir. Tanıma işlemi, nüfus müdürlüğüne başvurarak, noter huzurunda beyan vererek, mahkeme aracılığıyla veya resmi bir vasiyetname ile gerçekleştirilebilir. Tanıma işlemi tamamlandığında, çocuğun soyadı değiştirilebilir ve biyolojik babayla miras ilişkisi kurulur.
Sonuç olarak, çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi varsa, önce soybağının reddi davası açılmalı ve mevcut hukuki bağ kaldırılmalıdır. Ancak bu süreç tamamlandıktan sonra biyolojik baba tarafından tanıma işlemi gerçekleştirilebilir. Mahkeme sürecinde, hak kaybı yaşanmaması için hukuki destek alınması büyük önem taşır.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Nüfusa Kaydı Nasıl Yapılır?
Evlilik dışı doğan çocuğun nüfusa kaydı, çocuğun hukuki statüsünün belirlenmesi ve resmi kayıtlara işlenmesi açısından önemli bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre, çocuğun nüfus kaydının nasıl yapılacağı belirli kurallara tabidir.
Çocuğun doğumundan itibaren 30 gün içinde nüfus müdürlüğüne bildirilmesi zorunludur. Eğer çocuk, evlilik birliği içinde doğmamışsa, nüfus kaydı annenin beyanına dayanılarak yapılır. Anne, doğum belgesiyle birlikte nüfus müdürlüğüne başvurduğunda, çocuğun kimlik bilgileri düzenlenir ve annenin soyadı çocuğa verilir. Eğer anne çocuğun babasını beyan etmek istemezse, çocuğun babası nüfus kaydına işlenmez ve çocuğun soybağı yalnızca anne üzerinden kurulur.
Eğer baba, çocuğun kendi soybağına kaydedilmesini istiyorsa, resmi tanıma işlemini gerçekleştirmelidir. Tanıma işlemi noter, nüfus müdürlüğü, mahkeme veya vasiyetname yoluyla yapılabilir. Baba tarafından tanıma işlemi yapıldığında, çocuğun nüfus kaydı güncellenerek babanın soyadı çocuğa verilebilir. Ancak, tanıma işlemi anne veya çocuk tarafından itiraz edilirse, babalık davası açılarak mahkeme kararıyla soybağı belirlenir.
Eğer çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi bulunuyorsa, öncelikle soybağının reddi davasının açılması ve mevcut soybağı ilişkisinin kaldırılması gerekir. Mahkeme, çocuğun mevcut soybağı ilişkisini kaldırdıktan sonra, biyolojik baba tarafından tanıma işlemi yapılabilir ve çocuğun nüfus kaydı babanın soyadıyla düzenlenebilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Soyadı Nasıl Belirlenir?
Evlilik dışı doğan çocuğun soyadı, çocuğun hukuki statüsüne ve babayla soybağı kurulup kurulmadığına bağlı olarak belirlenir. Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre, çocuğun soyadının nasıl belirleneceği bazı hukuki süreçlere tabidir.
Eğer çocuk doğduğunda babası tarafından tanınmamışsa veya babalık davası açılmamışsa, çocuğun soyadı, annenin soyadı olarak kaydedilir. Bu durumda çocuğun babası nüfus kaydına işlenmez ve çocuk yalnızca annesiyle hukuki bağ kurmuş olur. Anne, doğum belgesiyle birlikte nüfus müdürlüğüne başvurarak çocuğun kimlik bilgilerini düzenletebilir.
Ancak baba, çocuğunu tanımak isterse, tanıma işlemi yaparak çocuğun soybağını resmiyete kavuşturabilir. Tanıma işlemi noter, nüfus müdürlüğü, mahkeme veya vasiyetname yoluyla gerçekleştirilebilir. Baba tarafından tanıma işlemi yapıldığında, çocuğun soyadı babanın soyadı olarak güncellenebilir.
Eğer anne, çocuğun soyadının babanın soyadı olarak değiştirilmesini istemezse veya tanımaya itiraz ederse, durum mahkemeye taşınabilir. Anne, çocuğun kendi soyadını taşımaya devam etmesi yönünde talepte bulunabilir. Bu durumda, mahkeme çocuğun üstün yararını gözeterek soyadının değişip değişmeyeceğine karar verir.
Çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi varsa ve biyolojik babanın soyadını alması isteniyorsa, öncelikle soybağının reddi davası açılarak mevcut soybağı ilişkisinin kaldırılması gerekmektedir. Soybağı reddedildikten sonra, biyolojik baba tarafından yapılan tanıma ile çocuğun soyadı değiştirilebilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Nafaka Hakkı
Evlilik dışı doğan çocuğun nafaka hakkı, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen hükümler doğrultusunda, çocuğun babasıyla soybağı kurulup kurulmadığına bağlı olarak belirlenir. Çocuğun biyolojik babasından nafaka alabilmesi için, öncelikle hukuki soybağı ilişkisinin kurulması gerekir. Baba tarafından yapılan tanıma işlemi veya mahkeme kararıyla babalık ilişkisi tespit edilirse, çocuk nafaka hakkına sahip olur.
Eğer baba çocuğu kendi rızasıyla tanımamışsa, annenin veya çocuğun babalık davası açarak mahkemeden soybağının belirlenmesini talep etmesi gereklidir. Babalık davası sonucunda, çocuğun babaya ait olduğu DNA testi gibi bilimsel delillerle kanıtlanırsa, mahkeme nafaka ödenmesine hükmedebilir. Tanıma veya babalık davası sonucu soybağı kurulduğunda, baba çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden sorumlu tutulur ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için iştirak nafakası ödemekle yükümlü hale gelir.
Mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları, yaşadığı koşullar ve babanın ekonomik durumu göz önünde bulundurularak hesaplanır. Nafaka, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olup, eğitim, sağlık, barınma ve diğer zorunlu giderleri kapsar. Baba, çocuğun ergin olana kadar bakım ve eğitim masraflarını karşılamakla yükümlüdür. Ancak, çocuk eğitimine devam ediyorsa veya kendi geçimini sağlayamıyorsa, mahkeme kararıyla nafakanın süresi uzatılabilir.
Eğer baba nafaka ödemekten kaçınırsa, nafaka alacaklısı olan anne veya çocuk, icra takibi başlatarak nafakanın tahsil edilmesini talep edebilir. Ödenmeyen nafakalar için icra takibi yapılabilir ve gerekli durumlarda babaya karşı hukuki yaptırımlar uygulanabilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayeti
Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik dışı doğan çocuğun velayeti, doğrudan anneye aittir. Evlilik birliği içinde doğan çocukların velayeti kural olarak anne ve babaya birlikte aitken, evlilik dışı dünyaya gelen çocukların velayet hakkı, babayla hukuki bir bağ kurulmadığı sürece yalnızca anneye verilir.
Baba, çocuğunu tanıma yoluyla veya babalık davası sonucunda çocuğun kendisinden olduğunun tespit edilmesiyle soybağı ilişkisini kurabilir. Ancak, soybağı kurulsa bile velayet hakkı doğrudan babaya geçmez. Babanın çocuğun velayetini alabilmesi için, mahkemeye başvurarak velayet değişikliği talebinde bulunması gerekmektedir. Mahkeme, çocuğun velayetini belirlerken, çocuğun fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimini göz önünde bulundurarak üstün yarar ilkesine göre bir değerlendirme yapar.
Eğer anne, çocuğun bakımını sağlayamıyorsa veya çocuğun yüksek menfaati gerektiriyorsa, baba velayet davası açarak velayetin kendisine verilmesini talep edebilir. Mahkeme, velayet değişikliği talebini değerlendirirken, çocuğun hangi ebeveynle daha iyi koşullarda yetişeceğini belirlemek amacıyla sosyal inceleme raporları ve uzman görüşleri gibi delillere başvurabilir.
Velayet hakkı anneye ait olsa da, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması mümkündür. Babalık davası veya tanıma işlemi tamamlandıktan sonra, baba çocuğuyla düzenli görüşme hakkına sahip olabilir. Mahkeme, çocuğun babasıyla düzenli olarak zaman geçirmesi için kişisel ilişki düzenlemesi yaparak belirli günlerde görüşme hakkı tanıyabilir.
Sonuç olarak, evlilik dışı doğan çocuğun velayeti doğrudan anneye aittir ve babanın velayeti alabilmesi için mahkemeye başvurarak çocuğun üstün yararını kanıtlaması gerekir. Eğer mahkeme çocuğun babayla kalmasının daha faydalı olacağına karar verirse, velayet babaya geçebilir. Ancak, bu süreçte çocuğun menfaatleri ön planda tutulur ve karar, çocuğun psikolojik ve fiziksel gelişimi göz önünde bulundurularak verilir.
Tanıma Davası İçin Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tanıma davasında görevli mahkeme, aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, tanıma davası asliye hukuk mahkemeleri tarafından görülür. Aile hukuku alanına giren davalar, özel olarak yetkilendirilmiş aile mahkemeleri tarafından yürütülerek daha sağlıklı bir yargılama süreci sağlanır.
Yetkili mahkeme ise, davalının (çocuğun) veya davacının yerleşim yeri mahkemesidir. Yani, tanıma davası açmak isteyen baba, kendi yerleşim yerinde veya çocuğun yerleşim yerindeki aile mahkemesinde dava açabilir. Çocuğun nerede kayıtlı olduğu veya nerede ikamet ettiği dikkate alınarak yetkili mahkeme belirlenir.
Mahkeme yetkisi konusunda itiraz edilebilir. Eğer tanıma davası yanlış bir mahkemede açılmışsa, davalı veya ilgili taraflar yetkisizlik itirazında bulunabilir. Mahkeme, yetkisizlik tespit ederse davayı reddedebilir veya yetkili mahkemeye sevk edebilir. Bu yüzden davanın doğru mahkemede açılması sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesi açısından önemlidir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve 2019/5511 E., 2021/4230 K.sayılı kararında:
“…Kamu düzeni ile yakından ilgili olan tanımanın iptali davalarında, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292/1. maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından, mahkemece söz konusu hüküm çerçevesinde tanımanın iptali iddiası ile ilgili olarak davaya konu her iki çocuk yönünden DNA araştırması yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir…”
Tanıma davanızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.