SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin Hukuki Yollar

Bu makalemizde SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nelerdir, bu ilaçlar için başvurulacak hukuki yollar hangileridir, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkeme hangisidir, yürütmenin durdurulması ve ihtiyati tedbir kararları nasıl alınır gibi birçok soruyu yanıtlayacağız.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları, birçok hasta ve hasta yakını için ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, yüksek maliyetleri veya geri ödeme kriterlerine uymamaları nedeniyle SGK kapsamına alınmamaktadır. Bu durum, özellikle maddi imkânları kısıtlı hastalar için büyük bir engel oluşturmaktadır. Sağlık hakkı, anayasal güvence altına alınmış olmasına rağmen, bazı ilaçların devlet tarafından karşılanmaması hasta mağduriyetlerini artırmaktadır.

Bu tür ilaçların temin edilmesi için hukuki yolların değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastalar veya hasta yakınları, ilgili mevzuat çerçevesinde dava açarak SGK’nın ilaç bedelini karşılamasını talep edebilmektedir. Yargı süreçlerinde, ilacın hastanın tedavisi için zorunlu olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmalıdır. Açılacak davalar sonucunda mahkemeler, SGK’nın ödeme yapması yönünde karar verebilmektedir. Bu süreçlerin etkili şekilde yürütülebilmesi için alanında uzman bir avukattan hukuki destek alınması gerekmektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin Başvurulacak Hukuki Yollar

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının temini için hukuki süreçler belirli aşamalardan oluşmaktadır. Kanser hastalarının tedavi sürecinde ihtiyaç duydukları ilaçların yüksek maliyetleri, ekonomik açıdan büyük zorluklar doğurmaktadır. Devlet tarafından karşılanmayan ilaçların hukuki yollarla temin edilmesi mümkündür. Ancak, süreç belirli resmi başvurular ve yargı yolları üzerinden ilerletilmelidir.

1. SGK’ya Yapılacak Başvuru Süreci

SGK’nın ödeme kapsamına almadığı ilaçlar için öncelikle resmi başvuru süreci başlatılmalıdır. Hastalar veya hasta yakınları, ilgili hastane veya sağlık kurulu raporları ile birlikte SGK’ya yazılı bir dilekçe sunarak ilacın geri ödeme listesine alınmasını talep edebilmektedir. Sunulacak dilekçede, ilacın hastanın tedavisi için zorunlu olduğu, başka bir alternatifinin bulunmadığı ve ilacın kullanılmaması halinde hayati risk oluşturacağı hususları detaylı olarak belirtilmelidir.

SGK, yapılan başvuruyu değerlendirerek olumlu veya olumsuz yanıt vermektedir. Olumlu yanıt verilmesi halinde ilaç bedeli SGK tarafından karşılanmaktadır. Ancak, başvurunun reddedilmesi halinde hukuki süreç başlatılabilmektedir.

2. SGK’nın Olumsuz Cevabına İtiraz Edilmesi

SGK’nın olumsuz kararına karşı Sosyal Güvenlik Kurumu’na itiraz dilekçesi sunularak kararın yeniden değerlendirilmesi talep edilebilmektedir. İtiraz sürecinde, hastanın sağlık raporları, ilacın etkinliğini kanıtlayan bilimsel veriler ve uzman doktor görüşleri delil olarak sunulmalıdır.

İtiraz sonucunda SGK, başvuruyu tekrar incelemekte ve önceki kararını değiştirme hakkına sahiptir. Ancak, itirazın da reddedilmesi halinde hastalar idari yargı yoluna başvurabilmektedir.

3. İdare Mahkemesinde Açılacak Dava Süreci

SGK’nın ilaç bedelini ödememe kararı kesinleştiğinde ilgili hasta veya yakını, idare mahkemesinde dava açarak SGK’nın bu bedeli karşılamasını talep edebilmektedir. Açılacak davada, ilacın hastanın sağlığı için zorunlu olduğu, kullanılmaması halinde ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı ve başka bir alternatif tedavi yönteminin bulunmadığı hususları detaylı şekilde belgelenmelidir.

Dava sürecinde emekli sandığı, SSK veya Bağ-Kur kapsamında sigortalı olunan statüye göre dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Ayrıca, hastaya ait sağlık raporları, doktor reçeteleri, üniversite hastaneleri veya uzman doktorların bilimsel görüşleri ve ilacın kanser tedavisinde etkinliğini kanıtlayan tıbbi belgeler delil olarak sunulmalıdır.

İdare mahkemesi, hastanın mağduriyetinin giderilmesi için SGK’nın ilacın bedelini ödemesine karar verebilmektedir. Açılan davaların büyük bir kısmında hastalar lehine emsal kararlar verilmiş olup SGK’nın geri ödeme yapması yönünde hüküm kurulmuştur.

4. Yürütmeyi Durdurma Talebi

Dava sürecinin uzun sürmesi nedeniyle, hastaların tedaviye acil olarak erişebilmesi için yürütmeyi durdurma kararı talep edilmelidir. Yürütmeyi durdurma talebi kabul edilirse, mahkeme süreci devam ederken SGK’nın ilaç bedelini ödemesi sağlanabilmektedir. Mahkemeye sunulacak dilekçede, ilacın aciliyeti ve hastanın yaşam hakkının korunması gerektiği vurgulanmalıdır.

5. Danıştay ve Emsal Kararlar

İdare mahkemesi tarafından reddedilen davalar için bölge idare mahkemesine itiraz edilerek istinaf yoluna gidilebilmektedir. Ancak, istinaf mahkemesinden de olumsuz sonuç alınması halinde Danıştay’a temyiz başvurusu yapılabilmektedir.

Danıştay tarafından verilen kararlar, SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınması yönünde emsal teşkil edebilmektedir. Geçmişte benzer davalarda mahkemeler, hastaların yaşam hakkının ihlal edilmemesi için SGK’nın ödeme yapmasına hükmetmiştir.

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için hastalar hukuki yollara başvurarak haklarını arayabilmektedir. Sürecin her aşamasında, bilimsel ve hukuki dayanaklarla güçlü bir dava dosyası hazırlanmalıdır. Davaların başarılı sonuçlanması için uzman bir avukat ile hareket edilmesi önerilmektedir. Mahkemeler, hastaların sağlık hakkını koruyarak SGK’nın ödeme yapmasına karar verebilmektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Davası

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları nedeniyle açılan davalar, hastaların yaşam hakkını koruma amacı taşımaktadır. Kanser tedavisinde hayati önem taşıyan bazı ilaçlar, geri ödeme listesinde bulunmadığı için hastaların büyük mali yüklerle karşılaşmasına neden olmaktadır. Bu durum, hastaların tedaviye erişimini zorlaştırmakta ve yaşam haklarını ihlal etmektedir. Bu nedenle, SGK’nın ilaç bedelini karşılaması için idare mahkemelerinde dava açılması mümkün olmaktadır.

1. Dava Açmadan Önce Yapılması Gerekenler

SGK’nın ilaç bedelini ödememesi halinde, doğrudan dava açılmadan önce bazı hukuki yolların tüketilmesi gerekmektedir. İlk olarak, hastalar veya hasta yakınları SGK’ya yazılı başvuruda bulunarak ilgili ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilmektedir.

  • Başvuru dilekçesi hazırlanırken, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri ve ilacın tıbbi gerekliliğini ortaya koyan bilimsel veriler eklenmelidir.
  • SGK tarafından başvuru reddedildiğinde, Kuruma itiraz edilerek kararın yeniden değerlendirilmesi talep edilebilmektedir.
  • İtirazın da reddedilmesi halinde, idare mahkemesine dava açılması gerekmektedir.

2. SGK’ya Karşı Açılacak Davanın Hukuki Dayanağı

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarıyla ilgili davalar, idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talepli olarak idare mahkemelerinde açılmaktadır. Dava açılmasının temel hukuki dayanakları şu şekildedir:

  • Anayasa’nın 17. Maddesi: Devlet, herkesin yaşam hakkını korumakla yükümlüdür. Tedaviye erişimin engellenmesi, yaşam hakkının ihlali anlamına gelmektedir.
  • Anayasa’nın 56. Maddesi: Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı anayasal güvence altındadır. SGK’nın ilaç ödememesinin hastaları mağdur ettiği savunulmaktadır.
  • 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu: SGK’nın sağlık hizmetlerini karşılamakla yükümlü olduğu belirtilmektedir.
  • Emsal Yargı Kararları: Daha önce açılmış benzer davalarda mahkemeler, SGK’nın ödeme yapmasına karar vermiştir.

3. Dava Açma Süreci ve Dilekçe İçeriği

İdare mahkemesinde açılacak davada, SGK’nın ilaç bedelini ödememesinin hukuka aykırı olduğu savunulmaktadır. Davanın açılabilmesi için hazırlanan dilekçede aşağıdaki hususlar belirtilmelidir:

  • Davacı Bilgileri: Hastanın veya yasal temsilcisinin kimlik bilgileri, SGK kayıtları ve sigorta statüsü (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı vb.).
  • Davalı Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK).
  • Talep Konusu: SGK’nın ödeme yapmama kararının iptali ve ilaç bedelinin karşılanması.
  • Deliller: Sağlık raporları, reçeteler, uzman doktor görüşleri ve ilacın tıbbi gerekliliğini kanıtlayan bilimsel belgeler.

Dava sürecinde, yürütmeyi durdurma kararı talep edilerek mahkeme sonuçlanana kadar SGK’nın ilaç bedelini ödemesi sağlanabilmektedir.

4. Mahkeme Süreci ve Emsal Kararlar

İdare mahkemesi tarafından açılan davalarda, genellikle bilirkişi raporlarına ve tıbbi raporlara dayanılarak karar verilmektedir. Emsal kararlar incelendiğinde, mahkemelerin çoğunlukla hastaların lehine hüküm kurduğu görülmektedir.

  • Mahkemeler, kanser tedavisinde kullanılan ilacın hastanın yaşam hakkı açısından zorunlu olduğu yönünde karar verebilmektedir.
  • SGK’nın ilaç bedelini ödememesi, hasta mağduriyetine sebep olduğu için hukuka aykırı bulunabilmektedir.
  • Daha önce açılan davalarda, mahkemeler SGK’nın ilgili ilacı karşılaması gerektiğine hükmetmiş ve hastaların tedaviye erişimi sağlanmıştır.

5. Temyiz ve Danıştay Süreci

İdare mahkemesi tarafından verilen kararın olumsuz olması halinde, bölge idare mahkemesine istinaf başvurusu yapılabilmektedir. İstinaf başvurusu sonucunda da olumsuz bir karar alınırsa, Danıştay’a temyiz başvurusu yapılabilmektedir.

Danıştay, daha önce benzer davalarda SGK’nın ödeme yapması gerektiğine dair emsal kararlar vermiştir. Yüksek mahkeme kararları, benzer durumdaki hastalar için hukuki dayanak oluşturmaktadır.

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılan davalar, hastaların tedaviye erişimini sağlamak için büyük önem taşımaktadır. Hukuki süreçler titizlikle takip edilerek, mahkeme kararları doğrultusunda SGK’nın ilaç bedelini ödemesi sağlanabilmektedir. Bu süreçte uzman bir avukat ile hareket edilmesi, hukuki yolların en etkili şekilde kullanılması açısından önemlidir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkeme, uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklanması nedeniyle idare mahkemeleri olarak belirlenmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından alınan geri ödeme kapsamına almama kararı, bir idari işlem niteliğinde olduğu için bu işleme karşı açılacak davaların idari yargıda görülmesi gerekmektedir. Davanın, SGK’nın ilgili işlemine karşı bir iptal davası niteliğinde olduğu kabul edilmekte ve davalar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir.

Yetkili mahkeme belirlenirken, davacının ikametgahı veya SGK’nın ilgili bölge müdürlüğünün bulunduğu yer dikkate alınmaktadır. Hukuki süreç başlatılırken, hastanın bulunduğu şehirdeki idare mahkemesinde dava açılması mümkün olabilmektedir. Ancak, uyuşmazlığın çözümünde SGK Genel Müdürlüğü’nün doğrudan muhatap alınması gereken durumlarda, Ankara İdare Mahkemeleri yetkili olabilmektedir. Yargısal süreçlerde yetki konusuna özellikle dikkat edilmesi gerekmekte olup, yanlış yetkili mahkemeye başvurulması durumunda dava usulden reddedilebilmektedir.

Dava açılırken, SGK’nın ilgili işleminin iptali ve ilaç bedelinin karşılanmasına karar verilmesi talep edilmektedir. İdare mahkemesi, öncelikle SGK’nın aldığı kararın hukuka uygun olup olmadığını incelemekte ve dava dosyasında sunulan delilleri değerlendirmektedir. İlacın tıbbi açıdan zorunlu olduğu ve alternatif tedavi yöntemlerinin bulunmadığı bilimsel raporlarla kanıtlandığında, mahkemeler genellikle hastalar lehine karar verebilmektedir. SGK’nın bu kararlara karşı yaptığı itirazlar sonucunda, dosya bölge idare mahkemesine veya Danıştay’a taşınabilmekte ve nihai karar burada verilebilmektedir.

Mahkeme sürecinde, yürütmeyi durdurma kararı talep edilerek SGK’nın dava sonuçlanmadan ilacın bedelini karşılaması sağlanabilmektedir. Yürütmeyi durdurma taleplerinde, hastanın ilacı acil olarak kullanması gerektiği, gecikmenin sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği vurgulanmalıdır. Mahkeme tarafından bu talep kabul edilirse, tedavi süreci kesintiye uğramadan devam edebilmektedir.

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılan davalar, idare mahkemelerinde görülmekte ve yetkili mahkeme, hastanın ikametgahı veya SGK’nın ilgili bölge müdürlüğüne göre belirlenmektedir. Hukuki sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesi için uzman bir avukattan destek alınması, davanın olumlu sonuçlanma ihtimalini artırmaktadır.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin İdari Dava

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılan idari davalar, hastaların tedaviye erişimini sağlamak için büyük önem taşımaktadır. Kanser hastalarının kullanması gereken bazı ilaçlar, SGK’nın geri ödeme listesinde bulunmadığında hastalar yüksek maliyetlerle karşılaşmaktadır. Bu durum, tedavi sürecini aksatmakta ve hastaların sağlık hakkını ihlal etmektedir. Hukuki süreç başlatılarak SGK’nın ödeme yapması talep edilebilmektedir.

İdari dava açmadan önce, hastalar öncelikle SGK’ya başvuruda bulunarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep etmelidir. Başvuruda, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri ve ilacın zorunlu kullanımına dair bilimsel veriler sunulmalıdır. SGK tarafından olumsuz yanıt verilirse, önce kuruma itiraz edilmeli, ardından idare mahkemesinde dava açılmalıdır.

İdare mahkemesinde açılan davalarda, SGK’nın ödeme yapmama kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 17. ve 56. maddeleri, sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hakkını güvence altına almaktadır. Daha önce açılan davalarda, mahkemeler hastalar lehine karar vererek SGK’nın ilaç bedelini ödemesi gerektiğine hükmetmiştir.

Dava sürecinde, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri ve bilimsel belgeler delil olarak sunulmalıdır. Yetkili mahkeme, SGK’nın ilgili il müdürlüğünün bulunduğu idare mahkemesi veya hastanın ikamet ettiği yer mahkemesidir. Sürecin uzamaması için davanın doğru mahkemede açılması gerekmektedir.

Mahkeme süreci devam ederken yürütmeyi durdurma kararı talep edilerek SGK’nın ilaç bedelini karşılaması sağlanabilmektedir. Hastanın acil tedaviye ihtiyacı olduğu bilimsel raporlarla kanıtlandığında, mahkemeler yürütmeyi durdurma yönünde karar verebilmektedir.

İdare mahkemeleri, genellikle hastalar lehine karar vermektedir. SGK’nın ilaç bedelini karşılamaması hukuka aykırı bulunarak iptal edilmekte ve ödeme yapılmasına hükmedilmektedir. Bölge idare mahkemeleri ve Danıştay da emsal kararları doğrultusunda hastalar lehine sonuçlar vermektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin İdari Davada Yürütmenin Durdurulması Kararı

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılan idari davalarda, yürütmenin durdurulması kararı büyük önem taşımaktadır. Mahkeme süreci uzun sürdüğünden, hastaların tedaviye erişimi gecikebilmekte ve sağlık durumları kötüleşebilmektedir. Bu nedenle, dava açılırken yürütmenin durdurulması talep edilerek mahkeme sonuçlanmadan SGK’nın ilaç bedelini karşılaması sağlanabilmektedir.

Yürütmenin durdurulması talebi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 27. maddesi gereği yapılmaktadır. Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verebilmesi için iki şartın bir arada bulunmasını aramaktadır: açık hukuka aykırılık ve telafisi güç veya imkânsız zararların ortaya çıkma riski. SGK’nın ödeme yapmama kararı, hastaların sağlık hakkını doğrudan etkilediğinden, mahkemeler yürütmenin durdurulması yönünde karar verebilmektedir.

Bu talebin kabul edilmesi için, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri ve ilacın zorunlu kullanımına dair bilimsel belgelerle desteklenmiş dilekçeler sunulmalıdır. Özellikle, ilacın kullanılmaması durumunda hastanın sağlık durumunun kötüleşeceği ve alternatif bir tedavi yöntemi bulunmadığı kanıtlanmalıdır. Emsal davalarda, mahkemeler hastaların mağduriyetini göz önünde bulundurarak yürütmenin durdurulması yönünde karar vermiştir.

Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararını verdiğinde, SGK dava sonuçlanana kadar ilacın bedelini karşılamak zorunda kalmaktadır. Bu süreçte, hastaların tedaviye kesintisiz devam etmesi sağlanmaktadır. SGK, bu karara karşı itiraz edebilmekte ancak mahkemeler genellikle hastalar lehine karar vermektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin İş Mahkemesinde Dava

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları için açılacak davalar, genellikle idare mahkemelerinde görülmektedir. Ancak bazı durumlarda, hastaların iş mahkemelerinde de dava açması mümkün olabilmektedir. Özellikle, SGK’nın hastanın sigortalılık statüsüne bağlı olarak yükümlülüklerini yerine getirmemesi söz konusu olduğunda, iş mahkemeleri devreye girebilmektedir.

İş mahkemelerinde açılacak davalar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında SGK’nın sağlık hizmetlerini karşılama yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasına dayanmaktadır. Hastalar, SGK’nın ilgili düzenlemelere aykırı davrandığını ileri sürerek, iş mahkemesine başvurabilmektedir. Bu tür davalarda, SGK’nın kanser ilaçlarını ödeme kapsamına almaması nedeniyle sigortalının mağdur olduğu ve sağlık hakkının ihlal edildiği savunulmaktadır.

İş mahkemelerinde dava açılırken, hastanın sigorta durumu, SGK’ya yapılan başvurular, geri ödeme talepleri ve reddedilen ilaç faturaları delil olarak sunulmalıdır. Mahkeme, SGK’nın yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini incelemekte ve hastanın mağdur olup olmadığını değerlendirmektedir. Daha önce açılmış benzer davalarda, iş mahkemeleri SGK’nın ödeme yapmasına hükmetmiş ve hastaların tedaviye erişimi sağlanmıştır.

SGK’nın iş mahkemelerinde açılan davalarda haksız bulunması halinde, mahkeme SGK’nın ilgili ilacın bedelini karşılamasına karar verebilmektedir. Ancak, iş mahkemesine başvurulmadan önce idari yargı yolunun tükenmesi ve hukuki sürecin titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Sürecin hatasız ilerlemesi için, alanında uzman bir avukattan destek alınması önerilmektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin İş Mahkemesinde İhtiyati Tedbir Kararı

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için açılacak davalarda, ihtiyati tedbir kararı hastaların tedaviye kesintisiz erişimini sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Mahkeme süreci devam ederken hastaların ilaca erişiminin gecikmesi, sağlık durumlarını olumsuz etkileyebileceğinden, ihtiyati tedbir talep edilerek SGK’nın dava sonuçlanana kadar ilaç bedelini karşılaması sağlanabilmektedir.

İhtiyati tedbir talepleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 389. maddesi kapsamında yapılmaktadır. Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verebilmesi için davacının haklılığının güçlü delillerle ortaya konulması ve gecikmenin telafisi imkânsız zararlara yol açabileceğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Kanser hastaları açısından ilaçların hayati öneme sahip olduğu ve gecikmenin sağlık hakkını ihlal edeceği belirtilerek ihtiyati tedbir talep edilebilmektedir.

İhtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi için, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri ve ilacın tıbbi gerekliliğini kanıtlayan bilimsel veriler mahkemeye sunulmalıdır. SGK’nın ödeme yapmaması halinde hastanın sağlık durumunun kötüleşeceği ve tedavi sürecinin aksayacağı açıkça ortaya konulmalıdır. Daha önce benzer davalarda, iş mahkemeleri, hastaların mağduriyetini göz önünde bulundurarak ihtiyati tedbir taleplerini kabul etmiş ve SGK’nın mahkeme sonuçlanana kadar ilaç bedelini karşılamasına hükmetmiştir.

İhtiyati tedbir kararı alındığında, SGK dava sonuçlanana kadar ilacın bedelini ödemekle yükümlü hale gelmektedir. SGK, bu karara karşı itiraz edebilmekte ancak mahkemeler genellikle hastalar lehine karar vermektedir. Mahkeme sürecinde ihtiyati tedbir kararının alınması, hastaların tedaviye kesintisiz erişimini sağlamakta ve mağduriyetlerin önüne geçmektedir.

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılacak davalarda ihtiyati tedbir kararı, hastaların tedavi sürecinin aksamaması açısından kritik bir hukuki mekanizmadır. Bu nedenle, dava açılırken ihtiyati tedbir talebinde bulunulması ve sürecin titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Sürecin başarılı şekilde yönetilmesi için uzman bir avukattan destek alınması önerilmektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Davası İçin Gerekli Belgeler

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılacak davalarda, başvuruların hukuki açıdan eksiksiz olması için belirli belgelerin toplanması gerekmektedir. Mahkemeye sunulacak belgeler, ilacın hastanın tedavisi için zorunlu olduğunu kanıtlamakta ve SGK’nın ödeme yapmama kararının hukuka aykırı olduğunu göstermektedir. Bu belgeler eksiksiz sunulduğunda, mahkeme süreci daha hızlı ilerleyebilmekte ve hastalar lehine olumlu kararlar alınabilmektedir.

SGK’ya başvuru aşamasında ve dava sürecinde sunulması gereken belgelerin başında hastanın sağlık raporları ve doktor reçeteleri gelmektedir. İlgili sağlık kuruluşlarından alınan bu belgelerde, ilacın kanser tedavisinde zorunlu olduğu ve hastanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olduğu açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, ilacın alternatif bir tedavi yöntemi bulunmadığı ve kullanılmaması durumunda sağlık açısından ciddi riskler doğacağı tıbbi raporlarla desteklenmelidir.

Dava açmadan önce, SGK’ya yapılan başvurulara ilişkin SGK’nın verdiği red kararı veya ödeme yapmama yazısı da dosyada bulunmalıdır. Bu belgeler, mahkemeye SGK’nın olumsuz karar verdiğini ve hastanın hukuki süreç başlatmak zorunda kaldığını göstermek açısından gereklidir. SGK tarafından herhangi bir yanıt verilmemesi halinde, başvuru tarihini gösteren belge veya başvurunun yapıldığını kanıtlayan evraklar da dosyaya eklenmelidir.

Dava sürecinde mahkemeye sunulması gereken diğer önemli belgeler arasında hastane raporları, üniversite hastanelerinden veya uzman doktorlardan alınan bilimsel görüşler ve ilacın etkinliğini gösteren uluslararası tıbbi çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca, mahkemeye sunulmak üzere daha önce benzer davalarda alınmış emsal mahkeme kararları da toplanarak SGK’nın ödeme yapmama işleminin hukuka aykırı olduğu kanıtlanabilmektedir.

SGK’nın ödeme yapmadığı ilaçların bedellerini içeren fatura ve ödeme belgeleri de dava dosyasına eklenmelidir. Hastaların veya hasta yakınlarının kendi imkânlarıyla satın almak zorunda kaldığı ilaçlar için ödenen ücretlerin SGK tarafından karşılanması talep edilebilmektedir. Bu nedenle, ilacın satın alındığını gösteren eczane faturaları, banka dekontları ve ödeme makbuzları gibi belgeler dosyaya eklenerek zarar miktarı ortaya konulmalıdır.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Davasında Bilirkişi İncelemesi

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları nedeniyle açılan davalarda, bilirkişi incelemesi mahkeme sürecinde kritik bir rol oynamaktadır. Mahkemeler, SGK’nın ödeme yapmama kararının hukuka uygun olup olmadığını değerlendirmek için bilirkişi raporlarına başvurmaktadır. Bilirkişi, hastanın tedavi için ilgili ilacı kullanmasının zorunlu olup olmadığını, ilacın alternatifinin bulunup bulunmadığını ve SGK’nın bu ilacı ödememesinin tıbbi açıdan hastaya zarar verip vermediğini incelemektedir.

Bilirkişi incelemesi sırasında, hastanın sağlık raporları, doktor reçeteleri, uzman görüşleri ve ilacın etkinliğini gösteren bilimsel çalışmalar detaylı olarak değerlendirilir. Mahkeme, genellikle üniversite hastanelerinden veya ilgili tıp fakültelerinden uzman doktorları bilirkişi olarak atamaktadır. Bilirkişi, ilacın hastanın yaşam hakkı açısından zorunlu olup olmadığını, tedavi için gerekli olup olmadığını ve SGK’nın ödeme yapmama kararının hukuki dayanağını inceler. Rapor sonucunda, ilacın hastanın sağlığı açısından vazgeçilmez olduğu tespit edilirse, mahkeme SGK’nın ilacı karşılaması yönünde karar verebilmektedir.

Bilirkişi incelemesi sırasında, davacı tarafın sunduğu deliller büyük önem taşımaktadır. Hastanın sağlık durumu hakkında detaylı raporlar, hastalığın seyri ve ilacın tedavi sürecindeki gerekliliğini açıklayan uzman görüşleri, bilirkişi raporunun hastalar lehine sonuçlanmasını sağlamaktadır. Daha önce SGK’nın ödeme yapmadığı ilaçlar konusunda verilmiş emsal mahkeme kararları da bilirkişi değerlendirmesinde dikkate alınabilmektedir.

Bilirkişi raporu, mahkemenin kararını doğrudan etkileyebilmektedir. Rapor hastalar lehine çıkarsa, mahkemeler genellikle SGK’nın ilaç bedelini karşılaması yönünde hüküm vermektedir. Ancak, bilirkişi raporu SGK’nın kararını destekler nitelikte olursa, davacı tarafın rapora itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, mahkemeden yeni bir bilirkişi heyeti atanması talep edilebilmektedir.

Sonuç olarak, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları davalarında bilirkişi incelemesi, mahkemenin bilimsel ve objektif bir değerlendirme yapmasını sağlamakta ve davanın seyrini belirlemektedir. Bilirkişi sürecinin hastalar lehine sonuçlanabilmesi için, detaylı sağlık raporları, bilimsel çalışmalar ve uzman doktor görüşleriyle dosyanın güçlü şekilde hazırlanması gerekmektedir. Bu sürecin etkili şekilde yönetilmesi için uzman bir avukattan destek alınması önerilmektedir.

Devletin Ödemediği Akıllı İlaç Listesi

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bazı kanser tedavilerinde kullanılan “akıllı ilaçlar”ın bedelini karşılamamaktadır. Bu durum, hastaların tedaviye erişiminde finansal zorluklara yol açmaktadır. SGK’nın geri ödeme listesinde bulunmayan bazı akıllı ilaçlar şunlardır:

  • Opdivo (Etken maddesi: Nivolumab): İmmünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.
  • Tecentriq (Etken maddesi: Atezolizumab): İmmünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.
  • Herceptin (Etken maddesi: Trastuzumab): Meme kanseri tedavisinde kullanılır.
  • Mabthera (Etken maddesi: Rituksimab): Lenfoma ve bazı otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılır.
  • Erbitux (Etken maddesi: Cetuximab): Baş-boyun ve kolorektal kanserlerin tedavisinde kullanılır.
  • Kadcyla (Etken maddesi: Trastuzumab emtansin): Meme kanseri tedavisinde kullanılır.
  • Keytruda (Etken maddesi: Pembrolizumab): İmmünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.
  • Trodelvy (Etken maddesi: Sacituzumab govitekan): Meme kanseri tedavisinde kullanılır.
  • Zejula (Etken maddesi: Niraparib): Yumurtalık kanseri tedavisinde kullanılır.
  • Altuzan (Etken maddesi: Bevacizumab): Çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.

Bu ilaçların yüksek maliyetleri nedeniyle, hastalar ve yakınları hukuki yollara başvurarak SGK’nın bu ilaçları karşılamasını talep edebilmektedir. Bu süreçte, uzman bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.

Immünoterapi İlaçları SGK Tarafından Karşılanıyor mu?

SGK, bazı immünoterapi ilaçlarını geri ödeme kapsamına almıştır, ancak tüm immünoterapi ilaçları karşılanmamaktadır. Yeni geliştirilen veya henüz listeye eklenmemiş ilaçlar hastalar tarafından kendi imkânlarıyla temin edilmek zorundadır. SGK’ya başvuru yapılarak geri ödeme talep edilebilir, reddedilmesi halinde hukuki yollarla itiraz mümkündür. Güncel geri ödeme listesi için SGK duyuruları ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) takip edilmelidir.

Trodelvy İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Trodelvy, özellikle metastatik meme kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. SGK, bu ilacı belirli koşullarda geri ödeme kapsamına almıştır. Özellikle, aktif beyin metastazı olmayan, daha önce en az iki basamak kemoterapi almış, rezeke edilemeyen lokal ileri veya metastatik triple negatif meme kanseri olan hastalarda, progresyona kadar kullanımı durumunda SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu kriterlerin dışında kalan durumlarda, Trodelvy’nin bedeli SGK tarafından karşılanmamaktadır. Bu nedenle, hastalar ve yakınları, ilacın geri ödeme kapsamına alınması için hukuki yollara başvurabilirler.

Enhertu İlacı SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Enhertu (trastuzumab derukstekan), meme ve mide kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç olup SGK tarafından karşılanmamaktadır. Hastalar, SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilir, reddedilmesi durumunda hukuki yollara başvurabilirler. İlacın maliyeti oldukça yüksek olup, güncel geri ödeme durumu için SGK’nın resmi duyuruları ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) takip edilmelidir.

Tecentriq İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Tecentriq (etken maddesi: atezolizumab), immünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Ancak, Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından geri ödeme listesinde bulunmadığı için bedeli karşılanmamaktadır.

Bu durum, hastaların tedaviye erişiminde finansal zorluklara yol açmaktadır. Hastalar, SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilirler. Başvurunun reddedilmesi halinde, hukuki yollara başvurarak ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmek mümkündür. Güncel bilgiler ve ilacın geri ödeme durumu için SGK’nın resmi duyurularını ve Sağlık Uygulama Tebliği’ni (SUT) takip etmeniz önerilir.

Zejula İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Zejula (niraparib), yumurtalık kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç olup, SGK belirli koşullar altında bedelini karşılamaktadır. Platin bazlı kemoterapiye yanıt veren ve belirlenen kriterlere uyan hastalarda geri ödeme yapılmaktadır. Bu şartları sağlamayan hastalar için SGK ödeme yapmamaktadır. İlacın geri ödeme kapsamına alınması için SGK’ya başvuru yapılabilir, reddedilmesi durumunda hukuki yollara başvurulabilir. Güncel durum için SGK duyuruları ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) takip edilmelidir.

Keytruda İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Keytruda (pembrolizumab), immünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Keytruda’nın bedelini yalnızca malign melanom ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavilerinde karşılamaktadır. Diğer kanser türleri için SGK geri ödeme yapmamaktadır. Bu durumda, hastalar SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilirler. Başvurunun reddedilmesi halinde, hukuki yollara başvurarak ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmek mümkündür.

Opdivo İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Opdivo (nivolumab), immünoterapi yöntemiyle bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç olup, SGK yalnızca malign melanom, böbrek kanseri (renal hücreli karsinom) ve klasik Hodgkin lenfoma tedavilerinde ilacın bedelini karşılamaktadır. Diğer kanser türleri için SGK ödeme yapmamaktadır. Hastalar, SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilir, reddedilmesi durumunda hukuki yollara başvurabilir. Güncel geri ödeme durumu için SGK duyuruları ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) takip edilmelidir.

Altuzan İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Altuzan (bevacizumab), metastatik kolorektal kanser, serviks kanseri ve glioblastom tedavilerinde SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu endikasyonlar dışında SGK ödeme yapmamaktadır. Hastalar, SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilir, reddedilirse hukuki yollara başvurabilir. Güncel durum için SGK duyuruları ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) takip edilmelidir.

Herceptin İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Herceptin (etken maddesi: trastuzumab), özellikle HER2 pozitif meme kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu ilacın bedelini karşılamamaktadır. Bu durum, hastaların tedaviye erişiminde finansal zorluklara yol açmaktadır. Hastalar, SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilirler. Başvurunun reddedilmesi halinde, hukuki yollara başvurarak ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmek mümkündür.

Mabthera İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Mabthera (etken maddesi: rituksimab), hodgkin-dışı lenfoma, kronik lenfositik lösemi ve romatoid artrit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu ilacın bedelini genellikle karşılamamaktadır. Bu nedenle, hastalar SGK’ya başvurarak ilacın geri ödeme kapsamına alınmasını talep edebilirler. Başvurunun reddedilmesi durumunda, hukuki yollara başvurarak ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmek mümkündür.

Dava Öncesi Ödenen İlaç Bedellerini Geri Alma

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının bedelini hastalar kendi imkânlarıyla karşılamak zorunda kalabilmektedir. Ancak, dava açarak SGK’nın bu ilaçları geri ödeme kapsamına aldıran hastalar, dava öncesinde ödedikleri ilaç bedellerini de geri alabilmektedir.

Hastaların, ödenen ilaç bedellerini geri alabilmesi için öncelikle SGK’ya başvurarak geri ödeme talebinde bulunması gerekmektedir. Talebin reddedilmesi halinde, idare mahkemesinde dava açılarak hem SGK’nın ödeme yapmama kararının iptali hem de ödenen ilaç bedellerinin geri ödenmesi talep edilebilmektedir. Mahkeme sürecinde, ilacın hastanın tedavisi için zorunlu olduğu sağlık raporları, doktor reçeteleri ve fatura belgeleriyle kanıtlanmalıdır.

Dava öncesinde yapılan harcamaların geri alınabilmesi için, hastanın ilacı kendi imkânlarıyla aldığını gösteren eczane faturaları, banka dekontları ve ödeme makbuzları mahkemeye sunulmalıdır. Bu belgeler, mahkeme tarafından incelenerek SGK’nın geçmişe dönük ödeme yapmasına hükmedilebilmektedir. Daha önce açılan davalarda, mahkemeler genellikle hastalar lehine karar vererek SGK’nın ödenen ilaç bedellerini hastaya iade etmesine karar vermiştir.

Sonuç olarak, SGK’nın karşılamadığı ilaçlar nedeniyle dava açan hastalar, mahkemeden olumlu karar almaları halinde geçmişte ödedikleri ilaç bedellerini geri alabilmektedir. Bu süreçte, hastaların fatura ve ödeme belgelerini eksiksiz şekilde saklaması ve dava dilekçelerinde bu belgeleri sunması büyük önem taşımaktadır. Sürecin hukuki açıdan etkili yönetilmesi için alanında uzman bir avukattan destek alınması önerilmektedir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları İçin Dava Devam Ederken Hastanın Ölmesi

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için açılan dava sürecinde hastanın vefat etmesi, hukuki süreci doğrudan etkilemektedir. Hastanın yaşam hakkını koruma amacı taşıyan bu tür davalar, genellikle mirasçılar tarafından devam ettirilebilmektedir.

Hastanın ölümünden sonra, mahkemeye veraset ilamı sunularak mirasçıların davaya devam etmek istedikleri bildirilmelidir. Mahkeme, hastanın hayatta olduğu dönemde yapılan ilaç harcamalarının geri ödenmesi konusunda karar verebilmektedir. Dava konusu yalnızca geleceğe yönelik ilaç bedellerinin karşılanması ise, davanın konusuz kalması nedeniyle mahkeme tarafından düşmesine karar verilebilmektedir.

Eğer hasta sağlığında kendi imkanlarıyla ilaç bedellerini karşılamışsa, mirasçılar dava sürecini devam ettirerek SGK’nın geçmişe dönük ödeme yapmasını talep edebilmektedir. Mahkemeye sunulacak eczane faturaları, banka dekontları ve ödeme makbuzlarıyla, ilaçların hastanın sağlığında kullanıldığı ispatlandığında, SGK’nın ödenen ilaç bedellerini mirasçılara iade etmesine karar verilebilmektedir.

Sonuç olarak, hasta vefat ettikten sonra davanın konusuna bağlı olarak ya mirasçılar tarafından devam ettirilebilmekte ya da mahkeme tarafından konusuzluk nedeniyle düşürülebilmektedir. Dava sürecinin hastanın haklarını tam olarak koruyacak şekilde ilerlemesi için, mirasçıların süreci hukuki destek alarak yürütmesi önerilmektedir.

Kanser Hastalarına Devlet Yardımları

Türkiye’de kanser hastalarına yönelik çeşitli devlet destekleri ve sivil toplum kuruluşlarının sağladığı yardımlar bulunmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kanser tedavisi süresince radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi işlemlerden ilave ücret almamaktadır. Ayrıca, evde sağlık hizmeti alan kanser hastalarının muayene, tetkik, tahlil, tedavi ve tıbbi bakım gibi işlem bedelleri SGK tarafından karşılanmaktadır. Yol, gündelik ve refakatçi giderleri de Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında karşılanmaktadır.

Kanser hastaları, hastalığın evresine ve şiddetine bağlı olarak engelli raporu alabilmektedir. Bu rapor, malullük aylığı gibi sosyal haklardan yararlanmayı mümkün kılmaktadır. Özellikle, çalışma gücünün yüzde 60’ını kaybeden ve belirli sigorta prim gün sayısını dolduran hastalara malullük aylığı bağlanabilmektedir.

Sivil toplum kuruluşları da kanser hastalarına destek sağlamaktadır. Örneğin, Kansersiz Yaşam Derneği’nin “Aile Yaşam Desteği Fonu” aracılığıyla maddi ve hukuki destekler sunulmaktadır.

Ayrıca, Türk Kanser Derneği, konaklama, psikolojik destek ve beslenme danışmanlığı gibi hizmetler vermektedir.

LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfı) ise lösemi ve kanser hastalarına yönelik sosyal hizmetler sunmaktadır. Bu hizmetlerden yararlanmak için hastaların vakfa kayıt olmaları gerekmektedir.

Bu desteklerden faydalanmak için ilgili kurum ve kuruluşlara başvuru yapılması önemlidir. Her kurumun başvuru süreçleri ve gerekli belgeler farklılık gösterebileceğinden, detaylı bilgi için doğrudan iletişime geçilmesi önerilir.

Emsal Kararlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarihli ve 2020/61 E. 2020/222 K. sayılı kararı:

“…Bulundurmak sureti ile ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulü ile pembrolizumab etkin maddeli X1 adlı ilacın davacının tedavisinde kullanılmak üzere bedelinin ilerde gerektiğinde sorumlusundan alınmak üzere kesinti yapılmaksızın Üniversite veya Araştırma ve Uygulama Hastanelerinin Onkoloji bölümünden, davacının hastalığına ilişkin olarak Türkiye’de kullanılan standart tedavi ilaçlarını kullanması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olup olmayacağına dair değerlendirme içeren tıbbi raporun alındığı tarihe kadar İhtiyati Tedbir yolu ile SGK tarafından karşılanmasına,

B) Davalı SGK Başkanlığı tarafından karşılanan istinaf kanun yolu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında, 7036 sayılı Yasanın 7/3 maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK 362/1-f maddesi uyarınca geçici hukuki korumalar hakkında verilen karar niteliğinde olduğundan kesin olmak üzere 05.02.2020tarihinde oyçokluğu ile karar verildi…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 20.10.2021 Tarih ve 2021/43E. 2021/30K. sayılı ilamına göre:

“… Başvuruya konu aykırılığın giderilmesi istenilen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin E:2020/1380, K:2020/1251 sayılı kararına ilişkin uyuşmazlıkta; dava, davacının “bronş veya akciğer malign neoplazmı” tanılı hastalığının tedavisi amacıyla, tedaviyi yürüten hekim tarafından reçete edilen “atezolizumab” etken maddeli ilacın kullanımının uygun görülmediği yolundaki işlemin iptali ile kullanılmaya devam edilecek olan ilaç bedellerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış, yalnızca … Kurumu husumetiyle görülen bu davada, Ankara 5. İdare Mahkemesinin 07/07/2020 tarih ve E:2019/2127; K:2020/952 sayılı kararıyla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacının hukuka aykırılığı ortaya konulan bu işlem sebebiyle ödemek zorunda kaldığı ilaç bedellerinin Anayasa’nın 125. maddesi gereği davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiğinin de açık olduğu” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve ilaç bedellerinin davacıya ödenmesine karar verilmiş, anılan karara karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusu da, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin 04/11/2020 tarih ve E:2020/1380, K:2020/1251 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Bununla birlikte, başvuru konusu karar ile çelişkili olduğu ileri sürülen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E.2018/6692, K.2020/1349 sayılı kararına konu uyuşmazlıkta ise; dava, davacılar tarafından vefat eden murislerinin “nivolumab” etken maddeli “opdivo” isimli ilacın hastalığının tedavisinde kullanılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin yargı kararı ile iptaline karar verilmesi üzerine kendi imkanlarıyla satın aldıkları 79.994,28-TL’nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmış, … Kurumu ve … Başkanlığı husumetiyle görülen bu davada Ankara 10. İdare Mahkemesinin 25/06/2018 tarih ve E:2017/2698, K:2018/1492 sayılı kararıyla, “Opdivo” isimli ilacın kullanım talebinin reddine ilişkin işlemin yargı kararı ile iptal edildiği, 21/03/2018 tarih ve 30367 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ uyarınca “Nivolumab” etkin maddeli “Opdiva” isimli ilacın geri ödeme kapsamına alındığı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmanın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak olduğu, bu hakkın finansmanını sağlamanın davalı idarenin yükümlülüğünde olduğu gerekçesiyle” davacının tazminat isteminin kısmen kabulü ile 62.890,00-TL’nin idareye başvuru tarihi olan 20/07/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce hesaplanarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiş, tarafların istinaf istemlerinin üzerine, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2018/6692, K:2020/1349 sayılı kararıyla, sağlık giderleri kapsamında olan ilaç bedellerinin, 5510 sayılı Kanun’un 73. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca ilgililere ödenmesi gerektiğinden, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun davacılara ödenecek ilaç bedelini ödeme konusunda sorumluğunun bulunmadığı” gerekçesiyle reddine, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “62.890,00 TL’nin idareye başvuru tarihi olan 20/07/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce hesaplanarak davacıya ödenmesine” cümlesindeki “davalı idarelerce” ibaresi kaldırılarak, “davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nca” şeklinde düzeltilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 02/04/2021 tarih ve E:2021/36, K:2021/36 sayılı kararında; olayda, endikasyon dışı ilaç kullanımı konusunda izin vermeye yetkili olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun davacıların başvurusunu reddetmesi üzerine, hekim tarafından sürekli kullanımı için reçete edilen ilacın davacılar tarafından alınarak kullanıldığı, işlemin hukuka aykırı bulunarak mahkeme kararıyla iptal edildiği, bu durumda ilgililerce talep edilen meblağın, ilaç bedelinden çok hukuka aykırı işlem nedeniyle doğan bir zarardan kaynaklanan bir tazminat niteliğine dönüştüğü, buna göre de söz konusu zararın tazmin sorumluluğunun işlemi tesis eden kuruma ait olduğu gerekçesiyle, aykırılığın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği görüşü benimsenmiş ise de;

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E.2018/6692, K.2020/1349 sayılı kararına konu uyuşmazlıktaki talebin, “nivolumab” etken maddeli ilacın endikasyon dışı kullanımına ilişkin başvurunun reddi yolundaki işleminin yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine, anılan işlem nedeniyle davacıların kendi imkanları ile temin ederek kullandıkları 79.994,28-TL ilaç bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin olduğu, tam yargı davası olarak açılan ve belirli bir bedelin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebini içeren bu davanın, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı husumeti ile görüldüğü ve dava konusu ilaç bedelin ödenmesi hususunda yalnızca davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının sorumlu olduğu yolunda hüküm kurulduğu,

Öte yandan, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin 04/11/2020 tarih ve E.2020/1380, K.2020/1251 sayılı kararına konu uyuşmazlıkta ise; talebin, “atezolizumab” etken maddeli ilacın endikasyon dışı kullanımına ilişkin başvurunun reddi yolundaki işlemin iptali ve kullanılmaya devam edilecek ilaç bedellerinin ödenmesine ilişkin olduğu, iptal ve tam yargı davası formunda açılan ancak tazminat istemi yönünden belirli bir bedel ve faiz istemi bulunmayan bu davanın yalnızca Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu husumetiyle görüldüğü ve dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle ödenmek zorunda kalınan ilaç bedellerinin davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; dava açılmasını gerekli kılan süreç ve koşulların farklılığı nedeniyle, aykırılığın giderilmesine konu kararlardaki istemlerin, açılan davaların niteliğinin, hasım mevkiine alınan idareler ile bu idarelerin hukuki sorumluluğuna dair değerlendirmelerin birbirinden farklı olduğu, bu farklılıklar nedeniyle hakkında hüküm kurulan idarelerin de birbirinden farklılık arz ettiği anlaşıldığından, isteme konu uyuşmazlıkların, belirli bir ilke ve esasa bağlanmasına olanak bulunmadığı, dolayısıyla, verilen kararlar yönünden anılan Daireler arasında kanun hükmünün öngördüğü şekliyle bir aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 08.03.2022 Tarihli ve 2022/232E., 2022/429K. sayılı kararına göre:

“… Davacının meme kanseri teşhisi konulduğu, farklı sağlık kurumlarında teşhis ve tedavisinin yapıldığı, bu meyanda Memorial Şişli Hastanesinde adına 01.09.2018-01.12.2018 tarihleri arasında geçerli ilaç kullanım raporu düzenlendiği ve bu raporda “Pertuzumab” adlı ilaca da yer verildiği, hasta hekimleri tarafından kemoterapi uygulandığı, bu sırada (22.11.2018, 13.12.2018, 03.01.2019, 24.01.2019 tarihlerinde) belirtilen ilaç kullanıldığı, önceki tarihli başvurularının ise, ilacın meme kanserli hastalarda yeterli etkinlik sağlamadığı gerekçesiyle Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından uygun görülmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, ilacın kullanılmasına rıza gösteren davacı tarafından, tedaviyi üstlenen hekimce kullanılması uygun görülen ilacın belirgin avantajsağladığı yönündeki iddiasına karşın, davalı idarece aksi yönde bir kanıt sunulamadığı gibi endikasyon dışı ilaç kullanım kılavuzunun aksine ilacın hasta bazında bir değerlendirmesinin yapılmayarak genel bir durum değerlendirilmesi yapıldığı, yine davacının tedavisinin planlanmasında ve bu tedavide uygulanacak ilacın belirlenmesi noktasında, davacının tedaviyi üstlenen hekiminin sorumluluğu bulunmakta olup, Anayasa’nın 56. maddesi uyarınca söz konusu ilacın temininin idarece yerine getirilmesi gerekirken, talebin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Diğer taraftan, hastalıkların tedavisinde kullanılacak ilaçların öncelikle ilgili endikasyonlarda etkinlik ve güvenilirliğinin bilimsel veriler ile kanıtlanması gerektiği, mevzuatında belirlenen diğer şartlarla birlikte etkinlik ve güvenilirlik koşullarını sağlayan ilaçların Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırıldığı ve bunun üzerine ilaç bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenebilir hale geldiği hususunda kuşku bulunmamaktadır.

Sağlık Uygulama Tebliğinin ekinde yer alan EK-4/A “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” incelendiğinde, davacının tedavisinde kullanılmak üzere talep edilen endikasyon dışı ilaç kullanımına konu “Perjeta” isimli ilacın 15/10/2016 tarihi itibarıyla söz konusu listeye eklendiği görülmektedir.

Bu durumda, endikasyon dışı ilaç kullanım talebine konu ilacın, bilimsel açıdan etkinlik ve güvenilirliğinin de kanıtlandığı, buna bağlı olarak da Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırıldığı ve Kurum tarafından bedelinin ödenebilir hale geldiği anlaşılmakta olup, Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından tesis edilen davacı hakkındaki önceki işlemler ekinde yer verilen aynı mahiyetteki raporlardaki analizlere katılması da olanaklı değildir…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 2021/617E. 2021/683 K. sayılı kararına göre:

“…Dosya içeriğine ve açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre kanser hastası olan davacı açısından “Pembrolizumab (Keytruda)” ilaç kullanımı akılcı ilaç kullanım kapsamında kalmaktadır. Zira doğru teşhis konulmuş, anılan ilaç uygun olarak seçilmiş, dozu ve uygulama süresi belirlenmiş ve reçeteye bağlanmıştır. Yargılama aşamasında da davacının hastalığının ilerlemesini durdurduğu, tedavide fayda gördüğü alınan raporla saptanmıştır. Davacının yaşam süresinin uzaması, yaşam ve sosyal güvenlik hakkı kapsamındadır. İlacın esas itibarıyla yaşamın sürdürülmesini sağladığı anlaşıldığından, devletin yaşamı koruma yükümlülüğü içinde kaldığı açıktır. Burada salt iyileşme ve sağlığa kavuşma aranması, yaşam hakkının kısıtlanması anlamına gelecektir. Anılan ilacın deneysel olmadığı, Dünya Sağlık Örgütünce onaylandığı da anlaşılmaktadır. Kaldı ki Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ilacın kullanımını uygun bulmuş olup, yargılama sırasında da rapor alınmıştır. İlk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararları isabetlidir. Çoğunluğun Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa hükümlerine aykırı olarak, yaşam ve sosyal güvenlik hakkını sınırlayıcı şekilde ve özellikle akılcı ilaç kullanımı ilkelerine uygun olarak tedaviyi uygulayan hekimin ve bunu doğru bulan raporları yok sayarak, “sigortalı hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususu olduğu göz önünde bulundurulması, ilacın anılan hastalığın iyileşmesi için tedavisinde kullanılmasının hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ise ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payını da irdeleyecek biçimde denetime elverişli hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararını bozması görüşüne katılınmamıştır…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 Tarih ve 2020/468E. 2020/375K. sayılı ilamına göre:

“…Konuya ilişkin olarak, herhangi bir hastalığın tedavisinde, sadece ilgili endikasyonda etkinliği ve güvenilirliği bilimsel olarak yeterli klinik çalışmalar ile kanıtlanmış ve bu endikasyonda standart doz belirlenerek ruhsatlandırılmış ilaçların kullanımı zorunlu olup; ruhsatlı endikasyon dışı (of labeluse) ve/veya standart dozların üzerinde ilaç kullanımı ile ülkemizde henüz ruhsatlandırılmamış ilaçların bireysel tedavi amacıyla yurtdışından getirtilerek kullanımının tıbbi, etik, hukuki ve farmakoekonomik açıdan denetimi açısından, bu kapsamdaki ilaçlar ile yapılan tedavilerin bazı bilimsel standartlara kavuşturulması ve Sağlık Bakanlığı izni olmaksızın kullanılmasını önlemek açısından getirilen endikasyon dışı kullanım onayı; onaya konu ilacın yaşamsal gerekliliği veya tedavide kullanımının tıbbi zorunluluğunu ortaya koyan bir işlem niteliğinde bulunmadığından; salt endikasyon dışı kullanım onayının varlığına dayalı olarak, HMK 390/3 maddesinde belirtilen “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesi kapsamındaihtiyati tedbir için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünün yerine getirildiğini kabule olanak bulunmamaktadır.

Aynı konudaki uyuşmazlık nedeniyle AİHM Akdeniz v. Türkiye başlıklı 50624/19 başvuru numaralı dosyası üzerinden, “Adli Tıp Kurumu bünyesindeki bir komisyon tarafından, hazırlanacak ve “başvuranın onaylanmamış … tedavisi değil de, hastalığına ilişkin olarak Türkiye’de kullanılan standart tedavi ilaçlarını kullanması halinde bu durumun başvuranın sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olup olmayacağına dair değerlendirmede bulunacak bir tıbbi rapor,” sunulması gereğine değinilerek, endikasyon dışı kullanım izninin yaklaşık ispat koşulu açısından yeterli olmadığı ve bu konuda başkaca tıbbi inceleme raporlarına gerek olduğuna vurgu yapılmakla birlikte tedbir kararı verilmiş ; daha sonra söz konusu dosya üzerinden AİHM tarafından 28.11.2019 tarihinde verilen kararda, “…taraflarca 4, 13, 15, 19 ve 22 Kasım 2019 tarihlerinde sağlanan bilgiler ışığında; Mahkeme, başvuruyu 28 Kasım 2019 tarihinde tekrar değerlendirmiş,” ve tedbir kararının uzatılmayacağına, başvurunun da kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir. Bu durumda, benzer uyuşmazlıklar nedeniyle hukuki güvenlik ve eşitlik ilkelerinden hareketle ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki yaklaşımın dayanağı da ortadan kalkmış bulunmaktadır…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

SGK’ya karşı açacağınız davanızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.

Diğer yazılarımız için tıklayın…

Tel : 0 501 144 84 27

Av. Zeynep Ünal Murat