Bu makalemizde soybağının reddi davası nedir, kime karşı açılır, şartları nelerdir, soybağı reddi davasında ispat yöntemleri nelerdir, soybağının reddi davasının sonuçları nelerdir gibi birçok soruyu cevaplandıracağız.
Soybağı Nedir?
Soybağı, bir çocuğun biyolojik veya hukuki olarak bir anneye ve babaya bağlılığını ifade eden hukuki bir kavramdır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu ilişki, çocuğun ailesiyle olan yasal bağlarını belirler. Soybağının kurulmasıyla çocuk, anne ve babasının soyadını taşıma, onlara mirasçı olma ve bakım hakkına sahip olma gibi hukuki haklar elde eder.
Soybağı, evlilik içinde veya evlilik dışında doğan çocuklar için farklı şekillerde belirlenir. Evlilik içinde doğan çocuk, kural olarak annenin kocası ile soybağına bağlı kabul edilir. Ancak, çocuğun biyolojik babasının başka biri olduğu iddia edildiğinde, bu soybağı ilişkisi mahkeme kararıyla çürütülebilir. Evlilik dışında doğan çocuk için ise soybağının kurulabilmesi için babanın çocuğu tanıması ya da mahkeme kararıyla babalık ilişkisinin belirlenmesi gerekmektedir.
Soybağı ilişkisi, çocuğun hem hukuki hem de maddi haklarını doğrudan etkilediğinden, gerektiğinde mahkemeye başvurularak soybağının reddi veya babalık tespiti gibi hukuki yollarla bu bağın düzeltilmesi sağlanabilir.
Soybağının Reddi Davası Nedir?
Soybağının reddi davası, hukuken baba olarak kabul edilen kişinin, çocuğun kendisinden olmadığı iddiasıyla soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması için açtığı bir davadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik içinde doğan çocuk, annenin eşi ile soybağına bağlı kabul edilir. Ancak, çocuğun biyolojik babasının farklı bir kişi olduğu öne sürüldüğünde, bu hukuki bağın kaldırılması için soybağının reddi davası açılması gerekmektedir.
Bu dava, genellikle baba olduğu kabul edilen kişi veya belirli şartlarda çocuğun kendisi tarafından açılabilir. Davada ispat yükü, soybağının kaldırılmasını talep eden tarafa aittir ve genellikle DNA testi gibi bilimsel delillerle desteklenir. Eğer mahkeme çocuğun biyolojik olarak kocadan olmadığı sonucuna ulaşırsa, soybağı hükümsüz hale getirilir ve çocuk, hukuken babaya bağlı olmaktan çıkar.
Soybağının reddi davası açılabilmesi için belirli hak düşürücü süreler öngörülmüştür. Dava, baba tarafından çocuğun doğumunu veya babalığından şüphe ettiği durumu öğrendiği tarihten itibaren belirlenen süre içinde açılmalıdır. Süre geçtikten sonra dava açma hakkı kaybedilir.
Soybağının reddi davası, çocuğun gerçek biyolojik babasıyla hukuki bağının kurulabilmesi veya babalık ilişkisine hukuken son verilebilmesi için önemli bir süreçtir. Bu nedenle, dava açmadan önce hukuki danışmanlık alınması büyük önem taşır.
Soybağının Reddi Halleri Nelerdir?
Soybağının reddi, belirli hukuki ve biyolojik durumların varlığı halinde mümkündür. Türk Medeni Kanunu’na göre, bir çocuğun evlilik birliği içinde doğması durumunda kural olarak annenin eşi baba kabul edilir. Ancak bazı özel durumlarda bu soybağı ilişkisi ortadan kaldırılabilir. Soybağının reddi halleri, çocuğun biyolojik babasının koca olmadığı yönünde güçlü şüpheler uyandıran veya bilimsel delillerle desteklenebilen durumları kapsar.
Öncelikle, çocuğun evlilik birliği içinde doğmuş olması ancak fiilen babadan olmadığına dair şüphelerin bulunması halinde soybağının reddi davası açılabilir. Koca, çocuğun kendi soyundan gelmediğini ispat edebilirse, mahkeme tarafından soybağı ilişkisi ortadan kaldırılır. Bu ispat sürecinde DNA testi gibi bilimsel deliller büyük önem taşır.
Diğer bir ihtimal ise çocuğun evlilik birliği dışında başka bir erkekten dünyaya gelmiş olmasıdır. Eğer annenin eşi, çocuğun kendisinden olmadığını ispat edebilirse, mahkeme çocuğun hukuken kendisine bağlı olmadığını kabul edebilir. Bu durum, özellikle evlilik süresince eşlerin uzun süre ayrı yaşadığı veya kadının başka biriyle ilişkisi olduğu yönünde kuvvetli delillerin bulunduğu hallerde gündeme gelir.
Bazı durumlarda, çocuğun doğum tarihinin baba ile biyolojik bağ kurmasını imkânsız kılması da soybağının reddi için gerekçe olabilir. Örneğin, kocanın uzun süre yurtdışında bulunması, cezaevinde olması veya cinsel birlikteliğin imkânsız olduğu tıbbi durumların varlığı, soybağının reddine neden olabilir.
Son olarak, çocuk ile baba arasında genetik bağın bulunmadığına dair kesin bilimsel verilerin elde edilmesi, soybağının reddini gerektiren en güçlü nedenlerden biridir. Mahkeme tarafından talep edilen DNA testleri, çocuğun biyolojik olarak babadan olmadığı sonucunu ortaya koyarsa, soybağının reddine karar verilebilir.
Soybağının reddi halleri her somut olayda farklılık gösterebilir. Bu nedenle, davanın başarılı olabilmesi için hukuki sürecin dikkatle yürütülmesi ve bilimsel delillerin mahkemeye sunulması gerekmektedir.
Soybağının Reddi Davasını Kimler Açabilir?
Soybağının reddi davasını açma hakkı, Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen belirli kişilerle sınırlandırılmıştır. Bu dava, evlilik içinde doğan çocuğun, kocadan olmadığı iddiasıyla açılır ve çocuğun biyolojik babası ile hukuki bağının kesilmesini amaçlar. Davayı açma hakkına sahip olan kişiler arasında koca, çocuk ve belirli durumlarda Cumhuriyet savcısı bulunmaktadır.
Koca, evlilik birliği içinde doğan çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederse, soybağının reddi davasını açabilir. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi için belirli süreler öngörülmüştür. Koca, çocuğun doğumunu veya babalığından şüphelendiği durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurmalıdır. Eğer koca, dava açma süresi içinde hukuki bir engelle karşılaşmışsa (örneğin, ağır hastalık veya bilinç kaybı gibi durumlar), dava açma süresi kısıtlamalara rağmen uzayabilir. Eğer koca dava açamadan vefat ederse, mirasçılarının soybağının reddi davası açma hakkı bulunmaz.
Çocuk, ergin olduktan sonra soybağının reddi davasını açabilir. Bu hak, çocuğun reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Eğer çocuk, soybağının reddi davasını ergin olmadan önce açmak isterse, bu davayı yasal temsilcisi aracılığıyla açması gerekmektedir. Çocuk tarafından açılan davada, biyolojik bağın olmadığı bilimsel verilerle ispatlanmalıdır. Mahkeme, DNA testi gibi kesin delillerin sonucuna göre karar verir.
Bazı durumlarda Cumhuriyet savcısı da soybağının reddi davası açabilir. Çocuğun, kocadan olmadığına dair şüphe uyandıran ciddi delillerin bulunması halinde, kamu düzenini korumak amacıyla savcı bu davayı açabilir. Savcının davayı açabilmesi için çocuğun menfaatlerinin korunması gerektiğine dair somut gerekçeler bulunmalıdır. Bu durumda, mahkeme çocuğun soybağı ilişkisini değerlendirerek davayı sonuçlandırır.
Sonuç olarak, soybağının reddi davası açma hakkı sınırlı kişilerle belirlenmiş olup, belirli süreler içinde açılması gerekmektedir. Davada, iddiaların bilimsel ve hukuki delillerle desteklenmesi büyük önem taşır.
Soybağının Reddi Davası Kime Karşı Açılır?
Soybağının reddi davası, Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuğun hukuki olarak baba kabul edilen kişiyle soybağının ortadan kaldırılması amacıyla açılan bir davadır. Bu dava, çocuğun soybağının geçersiz hale getirilmesini sağlamak için belirli kişilere karşı açılır.
Öncelikli olarak bu dava çocuğa karşı açılır. Çünkü soybağının reddi davası, çocuğun babayla olan hukuki bağını kesmeye yönelik bir taleptir ve çocuğun bu süreçten doğrudan etkileneceği kabul edilir. Çocuğun henüz reşit olmaması halinde, davada çocuğun haklarını koruyabilmesi için kayyım atanması gerekebilir. Kayyım, çocuğun menfaatlerini savunarak davada bağımsız bir taraf olarak hareket eder.
Eğer soybağının reddi davası, çocuğun ergin olduğu dönemde açılıyorsa, dava doğrudan çocuğa karşı yöneltilir. Çocuk, davanın tarafı olarak sürece dahil edilir ve mahkeme, soybağına ilişkin bilimsel delilleri değerlendirerek karar verir. Çocuk tarafından açılan davalarda ise, hukuken baba kabul edilen kişi davalı konumunda olur ve soybağı ilişkisini savunma hakkına sahiptir.
Bazı durumlarda, mahkeme sürecine Cumhuriyet savcısı ve Hazine de dahil olabilir. Kamu düzenini ilgilendiren konular söz konusu olduğunda veya çocuğun menfaatlerinin özel olarak korunması gerektiğinde savcı davaya müdahil olabilir. Hazine ise hukuki çıkarlarının etkilenebileceği durumlarda taraf olarak davaya dahil edilebilir.
Soybağının reddi davası temel olarak çocuğa karşı açılır, ancak bazı durumlarda kayyım atanması gerekebilir. Çocuğun reşit olduğu durumlarda ise dava doğrudan çocuğa yöneltilir. Hukuki sürecin doğru ilerleyebilmesi için, delillerin sunulması ve çocuğun haklarının korunması açısından mahkemenin belirlediği prosedürlerin takip edilmesi gerekmektedir.
Soybağının Reddi Davası Nasıl Açılır?
Soybağının reddi davası, çocuğun hukuken baba kabul edilen kişi ile arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması amacıyla açılan bir davadır. Bu dava, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen şartlara uygun olarak açılmalıdır ve belirli prosedürlerin takip edilmesi gerekmektedir.
Dava açabilmek için öncelikle görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekir. Soybağının reddi davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, dava asliye hukuk mahkemelerinde açılabilir. Yetkili mahkeme ise, davalının (çocuğun) yerleşim yeri mahkemesi veya davacının yerleşim yeri mahkemesidir.
Davanın açılabilmesi için hak düşürücü süreler göz önünde bulundurulmalıdır. Koca, çocuğun doğumunu veya babalığından şüphelendiği durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmalıdır. Çocuk ise, reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde bu davayı açabilir. Hak düşürücü sürenin geçmesi halinde dava açma hakkı kaybedilir.
Dava açılırken, mahkemeye sunulacak deliller büyük önem taşır. Mahkemede soybağının reddini ispat etmek için en güçlü delil DNA testidir. Bunun yanı sıra, çocuğun doğum tarihi ile kocanın uzun süre ayrı kalmış olması, kocanın fiziksel olarak çocuğun babası olmasının imkânsız olduğu tıbbi raporlar ve tanık beyanları da delil olarak kullanılabilir. Baba olduğu kabul edilen kişi DNA testi yaptırmayı reddederse, mahkeme bu durumu davacı lehine değerlendirebilir.
Eğer çocuk reşit değilse ve anne ya da baba tarafından açılan dava çocuğu doğrudan etkiliyorsa, mahkeme tarafından çocuğa kayyım atanması gerekebilir. Kayyım, çocuğun davadaki haklarını korumak için mahkemeye temsilci olarak atanır ve çocuğun menfaatlerine uygun bir karar verilmesini sağlar.
Davanın sonucunda mahkeme, soybağının reddine karar verirse, çocuğun hukuken baba olarak kabul edilen kişiyle soybağı ilişkisi sona erer. Bu karar, nüfus kayıtlarına işlenir ve çocuk, baba olarak kabul edilen kişinin mirasçısı olmaktan çıkar. Ancak, çocuğun biyolojik babasının belirlenmesi için ayrıca babalık davası açılması gerekebilir.
Soybağının Reddi Davasını Açma Süresi Ne Kadardır?
Soybağının reddi davasının açılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen süreler dikkate alınmalıdır. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, süresi içinde açılmayan davalar mahkeme tarafından reddedilir.
Koca tarafından açılacak soybağının reddi davasında süre, çocuğun doğumunu veya babalığından şüphe uyandıran bir durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir. Koca, çocuğun kendisinden olmadığına dair şüpheye düştüğünde veya bu durumu kesin olarak öğrendiğinde, bir yıl içinde dava açmazsa hakkını kaybeder. Eğer koca, dava açma süresi içinde hukuki bir engelle (örneğin ağır hastalık, bilinç kaybı gibi) karşılaşmışsa, bu süre mahkeme tarafından esnetilebilir. Ancak, olağan şartlarda bir yıllık süre geçtikten sonra dava açma hakkı sona erer.
Çocuk tarafından açılacak soybağının reddi davasında süre, çocuğun reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl olarak düzenlenmiştir. Çocuk, ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde soybağının reddi davası açmazsa, bu hakkı düşer ve daha sonra dava açamaz. Ancak çocuk, reşit olmadan önce bu davayı açmak isterse, yasal temsilcisi (anne veya kayyım) aracılığıyla dava açabilir.
Hak düşürücü sürelerin istisnaları bulunmamaktadır. Yani, bu süreler geçtikten sonra soybağının reddi davası açılması mümkün değildir. Bu nedenle, dava açma süresi konusunda hassas olunmalı ve belirlenen süreler içinde mahkemeye başvurulmalıdır. Mahkeme tarafından sürenin geçtiği tespit edilirse, dava usulden reddedilir ve soybağı hukuki olarak devam eder.
Soybağının reddi davası açmak isteyen koca ve çocuk için hak düşürücü süreler kesin olup, bir yıl içinde dava açılmadığı takdirde bu hak kaybedilir. Sürecin doğru yönetilmesi ve hak kaybına uğranmaması için hukuki destek alınması önerilir.
Soybağının Reddi Davasında İspat
Soybağının reddi davasında, çocuğun hukuken baba kabul edilen kişiyle biyolojik bağı bulunmadığını ispat yükü davacıya aittir. Yani, davayı açan kişi (koca veya çocuk), çocuğun biyolojik olarak babadan olmadığını kanıtlamak zorundadır. İspat sürecinde mahkeme tarafından en güvenilir deliller ve bilimsel yöntemler dikkate alınır.
En güçlü ispat aracı DNA testidir. Soybağının reddi davasında çocuğun biyolojik babasının belirlenmesi için genetik incelemeler yapılır. DNA testi, yüksek doğruluk oranına sahip olması nedeniyle mahkemeler tarafından kesin delil olarak kabul edilir. DNA testi sonucunda, çocuğun babadan olmadığı bilimsel olarak kanıtlanırsa, mahkeme soybağının reddine karar verebilir.
Bunun yanı sıra, çocuğun doğum tarihinin babalık ilişkisini imkânsız kılması da ispat açısından değerlendirilen önemli unsurlardan biridir. Örneğin, kocanın çocuğun doğumundan önce uzun süre yurt dışında bulunması, cezaevinde olması veya kadının doğum tarihine göre hamile kalmasının tıbben mümkün olmadığı durumlar mahkemeye delil olarak sunulabilir.
Soybağının reddi davasında ayrıca, tanık beyanları, tıbbi raporlar ve resmi belgeler de ispat sürecinde kullanılabilir. Özellikle, doğum kayıtları, hamilelik sürecine ilişkin sağlık raporları ve tanık ifadeleri, çocuğun biyolojik babasının koca olmadığını destekleyen deliller arasında yer alabilir.
Mahkeme, baba olduğu iddia edilen kişinin DNA testi yaptırmaktan kaçınmasını davacı lehine değerlendirebilir. Eğer baba olduğu kabul edilen kişi mahkemenin talep ettiği DNA testini yaptırmazsa, mahkeme bunu soybağının reddi yönünde güçlü bir karine olarak kabul edebilir ve diğer delillerle birlikte değerlendirerek karar verebilir.
Soybağının reddi davasında ispat yükü davacıya aittir ve en güçlü delil DNA testidir. Bunun dışında, doğum tarihi ile ilgili imkânsızlıklar, tıbbi raporlar, tanık beyanları ve resmi belgeler de mahkeme tarafından dikkate alınır. İspat süreci, çocuğun biyolojik babasının koca olmadığını kesin olarak ortaya koyacak delillere dayanmalıdır.
Soybağının Reddi Kararının Sonuçları Nelerdir?
Soybağının reddi davası sonucunda mahkeme, çocuğun hukuken baba kabul edilen kişi ile biyolojik bağının bulunmadığını tespit ederse, bu kararın hem çocuğun hem de kocanın hak ve yükümlülükleri açısından önemli sonuçları olur. Kararın kesinleşmesiyle birlikte çocuğun soybağı ilişkisi sona erer ve hukuki statüsü değişir.
1. Çocuğun Nüfus Kayıtlarında Değişiklik Yapılır
Mahkemenin soybağının reddine karar vermesiyle birlikte, çocuğun nüfus kayıtları değiştirilir. Çocuk, artık koca ile soybağı ilişkisine sahip olmadığı için, kocanın soyadını taşıma hakkını kaybeder. Yeni bir soybağı ilişkisi kurulana kadar, çocuğun soyadı annesinin soyadı olarak güncellenir.
2. Çocuk Mirasçılık Hakkını Kaybeder
Soybağının reddi kararı ile çocuğun hukuken babası olarak kabul edilen kişiyle olan mirasçılık ilişkisi sona erer. Çocuk, artık baba olduğu kabul edilen kişinin mirasından yasal hak talep edemez. Aynı şekilde, baba da çocuktan miras alamaz.
3. Nafaka Yükümlülüğü Ortadan Kalkar
Soybağının reddi ile birlikte, baba olduğu kabul edilen kişi artık çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden sorumlu tutulamaz. İştirak nafakası ödeniyor ise, mahkeme kararıyla bu yükümlülük sona erdirilir. Ancak, mahkeme sürecinde geçmişe dönük olarak ödenmiş nafaka bedellerinin iadesi talep edilemez.
4. Çocukla Kişisel İlişki Sona Erer
Soybağının reddi kararıyla birlikte, baba olduğu kabul edilen kişinin çocuk üzerindeki hakları ve kişisel ilişki kurma yetkisi sona erer. Artık çocuk ile baba olarak kabul edilen kişi arasında velayet, ziyaret hakkı ve bakım yükümlülüğü gibi hukuki ilişkiler kalmaz.
5. Çocuğun Yeni Bir Soybağı Kurması Gerekir
Soybağının reddi kararı sonrası, çocuğun biyolojik babası belirlenmemişse, çocuk annesinin soybağına bağlı kalır. Ancak çocuğun gerçek babası belli ise, babalık davası açılarak yeni bir soybağı ilişkisi kurulabilir. Bu süreçte, annenin veya çocuğun talebi üzerine biyolojik babaya karşı babalık davası açılabilir ve DNA testi gibi bilimsel yöntemler kullanılarak soybağı yeniden düzenlenebilir.
6. Kamu Makamlarına Bildirim Yapılır
Soybağının reddi kararı kesinleştiğinde, mahkeme kararı ilgili nüfus müdürlüğüne gönderilir ve çocuğun kimlik bilgileri resmî kayıtlarda güncellenir. Ayrıca, eğer çocuğun velayetiyle ilgili bir karar verilmişse, bu değişiklikler de ilgili aile mahkemesi ve idari kurumlar tarafından dikkate alınır.
Soybağının reddi davası sonucunda, çocuğun kocayla olan soybağı ilişkisi tamamen sona erer ve bunun hukuki, mali ve mirasla ilgili sonuçları olur. Çocuk, artık kocanın soyundan sayılmadığı için mirasçılık hakkını kaybeder, nafaka yükümlülüğü ortadan kalkar ve kişisel ilişki hakları sona erer. Ayrıca, çocuğun gerçek babasının belirlenmesi için yeni bir babalık davası açılabilir. Mahkeme kararının kesinleşmesiyle birlikte, nüfus kayıtlarında değişiklik yapılır ve çocuğun hukuki statüsü güncellenir.
Soybağının Reddi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Soybağının reddi davasında görevli ve yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenmektedir.
1. Görevli Mahkeme
Soybağının reddi davasında görevli mahkeme, aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise, bu davalar asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Aile hukuku kapsamına giren davalar için özel olarak kurulmuş aile mahkemeleri, bu tür davalarda uzmanlaşmış olup, delillerin incelenmesi ve karar verilmesi süreçlerini yürütür.
2. Yetkili Mahkeme
Soybağının reddi davasında yetkili mahkeme, davalının (çocuğun) yerleşim yeri mahkemesidir. Çocuğun bulunduğu yerdeki aile mahkemesi, davayı görme yetkisine sahiptir. Ancak, davacı olan koca veya çocuk, kendi yerleşim yeri mahkemesinde de bu davayı açabilir. Bu durumda, kocanın veya çocuğun dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
3. Yetki İtirazı ve Yetkisiz Mahkemede Açılan Davalar
Eğer soybağının reddi davası yanlış bir mahkemede açılırsa, davalı tarafından yetki itirazı yapılabilir. Mahkeme, yetki kurallarına uymuyorsa, dava yetkisizlik nedeniyle reddedilebilir veya yetkili mahkemeye gönderilebilir. Bu nedenle, davayı açmadan önce doğru mahkemeye başvurulması önemlidir.
Soybağının reddi davalarında görevli mahkeme aile mahkemesi olup, yetkili mahkeme ise davalının (çocuğun) veya davacının yerleşim yeri mahkemesidir. Davanın usul kurallarına uygun açılması, hukuki sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarihli ve 2022/1070 E., 2022/3255 K. sayılı kararına göre:
“…Dava, sağ kalan eş tarafından açılan soybağının reddi davasıdır. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.03.2021 tarih ve 2020/8-269 Esas- 2021/228 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; soybağı, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki nesep sözcüğünün yerine 4721 sayılı TMK ile getirilip hukuk diline kazandırılan bir terimdir ve biri geniş diğeri dar olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır. Geniş anlamda soybağı bir kimse ile onun ecdadı, üstsoyu arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı ifade eder. Dar anlamda soybağı ise; sadece çocuklar ile ana ve babaları arasındaki bağlantıyı, başka bir deyişle çocuğun ana ve babasına bağını ifade eder ki, TMK’nın aile hukuku kitabında düzenlenmiş olan soybağı da bu dar anlamdaki soybağıdır.
TMK m. 282/1’e göre çocuk ile ana arasındaki soybağının kurulabilmesi için çocuğun, ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğurulduğunun tespit edilmesi yeterlidir. Çocuğu doğuran kadının evli olup olmaması soybağının kurulması için önem taşımamaktadır. Ana ile evliliğin, çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi hem evliliğin çocuğun doğumundan önce gerçekleşmiş olması hem de ana ve babanın çocuğun doğumundan sonra evlenmeleri halinde mümkündür. Evliliğin doğumdan önce gerçekleşmiş olması hâlinde Türk Medeni Kanunu m. 285 gereğince evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır.
Soybağının reddi davası TMK m. 286’ya göre ancak baba ve çocuk tarafından açılabilir. Baba ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız haklardır. TMK m. 291/1, belirli şartlarla koca ve çocuk dışındaki kişilere de soybağının reddi davası açma hakkı tanımaktadır. Anılan hüküm çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan kocanın altsoyu, anası, babası ve çocuğun gerçek babası olduğunu iddia eden kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde dava açabileceklerdir. Sonuç olarak, koca dava açma süresi içinde dava açmamış ise, sürenin sona ermesinden sonra kocanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi belirtilen kişilerin soybağının reddi davası açma hakkına sahip olmaları sonucunu doğurmaz (Dural/Öğüz/Gümüş, s. 256-257).
Somut uyuşmazlıkta, dava açma hakkı tanınan koca 14.2.2015 tarihinde vefat etmiş olup, bu davayı kocanın sağ kalan eşi açmıştır. TMK m. 291’de açıkça düzenlendiği üzere koca öldüğüne göre bu davayı ancak kocanın altsoyu, anası, babası ve çocuğun gerçek babası olduğunu iddia eden kişi açabilecektir. Sağ kalan eşin soybağının reddi davası açma hakkı bulunmadığından bu davada aktif dava ehliyeti de bulunmamaktadır(HMK m. 114/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA,…”
* * * * * * *
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2017/7298 K. sayılı ilamında:
“…Dava, çocuk adına yasal temsilci sıfatıyla anne tarafından Türk Medeni Kanununun 286. Maddesi uyarınca açılan soybağının reddine dair olup somut olayda, davacı anne tarafından çocuğa velayeten açılan davada küçüğün gerçek babasının davalı olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşıldığından; yasal düzenlemeler dikkate alındığında, her ne kadar soybağının reddi davası anne tarafından açılamayacak ise de eldeki davanın küçüğe velayeten anne tarafından açıldığı gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesinden, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra bütün delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine eksik hasımla yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır…”
* * * * * * *
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2017/7298 K. sayılı kararına göre:
“…Davacının açtığı soybağının reddi davası yönünden; dava, çocuk adına yasal temsilci sıfatıyla anne tarafından Türk Medeni Kanununun 286. Maddesi uyarınca açılan soybağının reddine dair olup somut olayda, davacı anne tarafından çocuğa velayeten açılan davada küçüğün gerçek babasının davalı olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşıldığından; yasal düzenlemeler dikkate alındığında, her ne kadar soybağının reddi davası anne tarafından açılamayacak ise de eldeki davanın küçüğe velayeten anne tarafından açıldığı gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesinden, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra bütün delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine eksik hasımla yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesi,
Soybağına dair davalarda nüfus müdürlüğünün pasif dava ehliyeti (davalı sıfatı) bulunmadığından onun yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Davacının açtığı babalığın tespiti davası yönünden; küçüğün bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün değildir. Dolayısı ile babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilerek, soybağının reddi davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir…”
Soybağının reddi davanızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.