Bu makalemizde ortak velayet altındaki çocuğun yurt dışına çıkarılması hangi durumlarda mümkündür, ortak velayetin hukuki dayanağı nedir, ortak velayet altındaki çocuğun yurt dışına çıkarılmasındaki genel esaslar nelerdir, geçici yurt dışı seyahatlari ve kalıcı yerleşme durumlarında nelere dikkat edilmelidir gibi bir çok konuyu ele alacağız.
Boşanma davaları, sadece eşlerin evlilik bağının sona ermesiyle sınırlı değildir. Çoğu zaman en hassas konu, boşanmadan doğrudan etkilenen çocukların geleceği ve korunmasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda uzun yıllar boyunca tek ebeveyne bırakılan velayet sistemi uygulanmış, diğer ebeveyn ise çocukla kişisel ilişki kurma hakkını kullanabilmiştir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, uluslararası sözleşmeler ve Yargıtay içtihatları sayesinde Türk hukukunda da ortak velayet artık kabul edilen bir kurum haline gelmiştir.
Ortak velayet kararı verildiğinde, ebeveynler çocuk üzerinde aynı anda hak ve yükümlülüklere sahiptir. Bu durum çocuğun günlük yaşamından eğitimine, sağlık kararlarından ikamet yerine kadar pek çok konuda ortak irade aramayı gerektirir. Dolayısıyla ortak velayet altındaki çocuğun yurt dışına çıkarılması meselesi, tek taraflı velayete göre çok daha karmaşık bir hukuki zemin oluşturur.
Ortak Velayetin Hukuki Dayanağı
Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay Kararları
Türk Medeni Kanunu m.336 ve m.337, boşanma halinde velayetin kural olarak anne ya da babadan birine verilmesini öngörür. Ancak kanunda ortak velayeti yasaklayan bir hüküm yer almaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 20.02.2017 tarihli kararında (2016/15771 E., 2017/1737 K.), tarafların talebi ve çocuğun üstün yararı gözetildiğinde ortak velayete hükmedilebileceğini açıkça ortaya koymuştur. Bu karar, Türk hukukunda ortak velayeti fiilen kabul eden önemli bir dönüm noktasıdır.
Bunun yanında Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/11374 E., 2015/12897 K. sayılı ve 17.06.2015 tarihli kararında, velayet hakkı olan ebeveynin çocuğu yurtdışına çıkarabilmesi için diğer ebeveynin izninin kural olarak gerekmediği, ancak ortak velayet durumunda farklı değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Uluslararası Hukuk Çerçevesi
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 9. ve 10. maddeleri, çocuğun her iki ebeveyniyle ilişkisinin korunmasını öngörür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de birçok kararında ortak velayeti aile hayatının korunmasının bir gereği olarak değerlendirmiştir. Bu nedenle Türk mahkemeleri, özellikle anlaşmalı boşanmalarda tarafların talebi doğrultusunda ortak velayete hükmedebilmektedir.
Ortak Velayet Altındaki Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması Durumunda Genel Esaslar
Ortak velayet halinde, çocuğun hayatını doğrudan etkileyecek her konuda iki ebeveynin ortak iradesi gerekir. Yurt dışına çıkış da bu kapsamdadır. Burada iki farklı durum ortaya çıkar:
- Geçici yurt dışı seyahatleri: Tatil, eğitim, sağlık tedavisi gibi süreli çıkışlar.
- Kalıcı yerleşim amacıyla yurt dışına taşınma: Çocuğun hayatının merkezinin başka bir ülkeye taşınması.
Her iki durumda da çocuğun üstün yararı esas alınır, ancak prosedürler farklıdır.
Geçici Yurt Dışı Seyahatleri
Geçici seyahatler için ortak velayette hem annenin hem de babanın noter onaylı muvafakatnamesi gerekir. Çünkü pasaport ve sınır geçiş işlemleri sırasında kolluk kuvvetleri genellikle iki ebeveynin de izin belgesini arar.
- Pasaport Başvurusu: Ortak velayet altındaki bir çocuğun pasaportu, anne ve babanın birlikte başvurusu ile alınabilir.
- Muvafakatname: Noter huzurunda düzenlenir, seyahat edilecek ülke ve tarih aralığı belirtilir. Genellikle altı ay süreyle geçerlidir.
- Uygulama: Havayolu şirketleri ve konsolosluklar, özellikle tek ebeveynle yapılan seyahatlerde bu belgeyi mutlaka görmek ister.
Kalıcı Yerleşme Durumu
Çocuğun başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla götürülmesi, çok daha ciddi sonuçlar doğurur.
- Her iki ebeveynin yazılı rızası aranır.
- Rıza sağlanamazsa, çocuğu götürmek isteyen ebeveynin Aile Mahkemesi’nden izin kararı alması gerekir.
- Mahkeme, bu izni verirken çocuğun eğitim imkânlarını, sağlık hizmetlerini, sosyal bağlarını ve diğer ebeveynle kişisel ilişki kurma hakkını dikkate alır.
Yargıtay 2. HD’nin 2019/1643 E., 2019/5786 K., 17.06.2019 tarihli kararında, annenin çocuğu yurtdışına yerleştirmek istemesi üzerine yapılan itirazda, çocuğun üstün yararının Türkiye’de kalmaktan yana olduğu gerekçesiyle izin talebi reddedilmiştir.
BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/1125 E., 2020/1350 K. kararında da, diğer ebeveynin rızası olmadan yapılan yurtdışına kalıcı taşınmanın, çocuğun kişisel ilişki hakkının ihlali olduğu belirtilmiş ve velayetin yeniden değerlendirilmesine hükmedilmiştir.
Yargıtay ve BAM İçtihatları
Yargıtay, ortak velayet durumunda çocuğun tek taraflı olarak yurt dışına çıkarılmasını velayet hakkının kötüye kullanılması saymaktadır.
- Yargıtay 2. HD’nin kararlarında, ortak velayet kapsamında çocuğun seyahatleri ve ikamet yeri gibi konularda iki tarafın rızasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır.
- Bölge Adliye Mahkemeleri de benzer şekilde, diğer ebeveynin izni olmadan yapılan kalıcı taşınmaları, çocuğun kişisel ilişki hakkını ihlal eden haksız bir işlem olarak görmektedir.
Bu nedenle uygulamada, kalıcı taşınmalarda mutlaka mahkeme izni alınması gerektiği kabul edilmektedir.
Ortak Velayet Altındaki Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması Durumunda Uluslararası Hukuk Boyutu
Türkiye’nin taraf olduğu 1980 Lahey Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair Sözleşme, bu alanda en önemli uluslararası düzenlemedir.
- Ortak velayet hakkı bulunan bir ebeveynin izni olmadan çocuğun başka ülkeye götürülmesi, “haksız alıkoyma” sayılır.
- Bu durumda çocuğun diğer ebeveyn tarafından geri getirilmesi talep edilebilir.
- Taraf ülkeler, iade taleplerini hızla değerlendirir ve genellikle çocuğun iadesine karar verir.
- Ancak çocuğun yeni ülkeye uyum sağladığı veya iadenin çocuğun yararına aykırı olduğu ispatlanırsa, iade reddedilebilir.
Ayrıca AİHS m.8 uyarınca, ebeveynlerin aile hayatına saygı hakkı da gözetilmek zorundadır.
Prosedür ve Belgeler
- Noter Muvafakatnamesi: Ortak velayet halinde hem anne hem de baba imzalamalıdır.
- Pasaport İşlemleri: Pasaport için birlikte başvuru gerekir.
- Mahkeme İzni: Kalıcı yerleşme planlarında diğer ebeveynin rızası yoksa, Aile Mahkemesi’ne başvuru yapılmalıdır.
- Uluslararası Başvurular: Rıza olmadan götürülen çocuk için Lahey Sözleşmesi kapsamında iade davası açılabilir.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
- Havalimanı ve Konsolosluk Engelleri: Çoğu zaman her iki ebeveynin muvafakatnamesi olmadan çıkışa izin verilmez.
- Muvafakatname Süresi: Belgenin geçerlilik süresi sınırlıdır, her seyahat için yeniden alınması gerekebilir.
- Vize Başvuruları: Bazı ülkeler tek ebeveynin rızasını yeterli görmez, mutlaka iki ebeveynin iznini arar.
- Kalıcı Taşınmalarda Uyuşmazlık: Diğer ebeveynin rızası olmadığında dava süreçleri uzayabilir ve çocuğun psikolojisi olumsuz etkilenebilir.
Tavsiyeler
- Uzlaşmayı Ön Planda Tutun: Çocuğun yurt dışına çıkarılması planlanıyorsa, karşılıklı rıza ile hareket edin.
- Resmi Belgeleri Tamamlayın: Pasaport, vize ve noter muvafakatnamesi gibi belgeleri eksiksiz hazırlayın.
- Mahkemeye Başvurun: Kalıcı yerleşme planlarında mutlaka mahkeme kararı alın.
- Çocuğun Yararını Gözetin: Tüm süreçlerde çocuğun eğitim, sağlık ve psikolojik ihtiyaçlarını ön planda tutun.
- Avukat Desteği Alın: Uluslararası boyutları olan uyuşmazlıklarda profesyonel hukuk desteği şarttır.
Ortak velayet, ebeveynlere çocuk üzerinde eşit hak ve sorumluluklar yükler. Bu nedenle çocuğun yurtdışına çıkarılması, ister geçici ister kalıcı olsun, iki ebeveynin ortak rızasını gerektirir. Rıza sağlanmadığında mahkeme kararı zorunlu hale gelir. Rıza olmadan yapılan işlemler ise hem Türk hukukunda velayet hakkının kötüye kullanılması sayılır hem de uluslararası sözleşmelere göre “haksız alıkoyma” niteliği taşır.
Sonuç olarak, ortak velayet altındaki bir çocuğun yurt dışına çıkarılmasında hukuka uygun hareket etmek, sadece ebeveynler açısından değil, en çok da çocuğun sağlıklı gelişimi ve üstün yararı açısından zorunludur.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.02.2017 tarihli ve 2016/15771 E., 2017/1737 K. sayılı ilamında:
“Tarafların iradelerinin birleşmesi ve çocuğun üstün yararı gözetildiğinde, ortak velayet düzenlemesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”
* * * * * * *
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 17.06.2015 tarihli ve 2015/11374 E., 2015/12897 K. sayılı kararına göre:
“Velayet hakkına sahip olan anne ya da babanın, diğer ebeveynin muvafakatine gerek olmaksızın çocuğu yurt dışına götürebileceği kabul edilmelidir. Ancak bu kural, ortak velayet halinde geçerli olmayıp her iki tarafın rızası aranacaktır.”
* * * * * * *
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli ve 2019/1643 E., 2019/5786 K. sayılı ilamına göre:
“Çocuğun üstün yararı, mevcut sosyal çevresinin, eğitim düzeninin ve diğer ebeveynle olan kişisel ilişkisinin korunmasını gerektirir. Bu nedenle annenin çocuğu yurtdışına yerleştirme talebinin reddine karar verilmesi isabetlidir.”
* * * * * * *
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2017/3148 E., 2017/8123 K. sayılı kararında:
“…Çocuğun taraf devletlerden birine, velayet hakkı sahibinin rızası dışında götürülmesi, 1980 tarihli Lahey Çocuk Kaçırma Sözleşmesi kapsamında haksız alıkoyma niteliğindedir. Bu durumda çocuğun derhal iadesine karar verilmelidir…”
* * * * * * *
Velayet davanızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.