Boşanma Sonrası Velayet ve Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması

Boşanma sonrası velayeti alan ebeveyn, beraberinde çocuğun yurt dışına çıkarılması için talepte bulunabilir. Bu durumda hem Türk medeni kanunları hem de uluslararası düzenlemeler devreye girer. Öncelikle çocuğun üstün yararı esas alınır; çocuğun ailesiyle bağlarının korunması kadar güvenli ve huzurlu bir ortamda yaşaması da gözetilir.

Türk Medeni Kanunu’nda velayet hakkı, çocuğun bakımı, eğitimi, yaşayacağı yer gibi konuları içeren kapsamlı bir haktır (TMK m.182, 339). Boşanma kararı ile velayet bir ebeveyne bırakıldığında, o ebeveyn çocuğun ikâmeti ve eğitimi gibi konularda tek başına karar verebilir. Yargıtay içtihatlarına göre de, boşanma sonrası velayeti elde eden anne veya baba, diğer eşin izni olmaksızın çocuğu geçici veya kalıcı olarak yurt dışına götürebilir.

Örneğin, Kadim Hukuk bu konuda açıklık getirerek; “Boşanmış eşlerde velayetin olduğu eşin çocuğu yurt dışına çıkarabilmesi için muvafakatnameye ihtiyacının olmadığı”nu Yargıtay kararlarına atıfla vurgulamaktadır. Benzer şekilde Av. Ali Deniz de velayeti kendisine verilen ebeveynin, mahkeme kararına gerek olmadan çocuğunu yurtdışına götürebileceğini ifade eder. Hatta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, velayet hakkı bulunmayan ebeveynin onayının çocuğun seyahatine bağlı tutulmasının, annenin velayet hakkını kullanamaması ve çocuğun seyahat özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracağı belirtilmiştir. Anayasa’nın “seyahat özgürlüğü” hükmü de (m.23) bu özgürlüğü güvence altına almakta ve velayet hakkı sahibinin yurt dışına çıkışını korumaktadır.

Bununla birlikte, uygulamada bazı ülkelerin veya havayolu şirketlerinin vize ve uçuş başvurularında diğer ebeveynin muvafakatnamesini şart koştuğu görülmektedir. Bu durumda velayeti olan ebeveyn, diğer eşin noter onaylı iznini aramak zorunda kalabilir. Örneğin, Denktas Avukatlık’nın sitesinde belirtildiği gibi; “Çocuğu yurt dışına çıkarmak istiyorsanız, eşinizin rızası zorunludur. Aksi halde gümrük memuru çocuğun çıkışını onaylamayacaktır” denilmektedir. Benzer şekilde kadim hukuk sitesinde de “ortak velayeti olan eş, diğer eşten noter onaylı muvafakatname almalıdır; aksi halde gümrükte problem yaşanabilir” ifadesine yer verilmiştir.

Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması İçin Gerekli Belgeler

Çocuğun yurt dışına çıkabilmesi için pasaport ve varsa vize başvurusu dışında, başka ebeveynin izin belgesi (muvafakatname) en kritik evraktır. Çocuk sadece velayeti olan ebeveyn ile seyahat ediyorsa, pratikte diğer ebeveynin noter onaylı muvafakatname’si genellikle talep edilir. Muvafakatname, son altı ay içinde düzenlenmiş noter tasdikli bir belge olmalı ve giriş çıkış süresine göre geçerlilik içermelidir. Uçuş şirketleri bazen ek evrak isteyebileceğinden, hazırlıkta yetkili bir aile mahkemesi kararının örneği ya da konsolosluk onayı da kullanılabilir. Velayeti alan ebeveyn için resmi olarak diğer eşin izni olmasa da uygulamada sorun yaşamamak için bu belgeyi almak yararlı olabilir.

Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması İçin Mahkeme Yolu

Velayet sahibi ebeveyn, çocuğu yurt dışına çıkarmak için mahkemeden izin almak zorunda değildir. Ancak bazı ülkeler vize talebinde izni aradığı için, bu izin sağlanmadığında yurt dışı planları sekteye uğrayabilir. Bu durumda Aile Mahkemesi’ne “yurt dışına çıkış izni” talebiyle başvurulması gerekir. Av. Ali Deniz’in açıkladığı gibi; eğer çocuğun seyahati için başvurulan ülke vizeyi olumsuz yanıtlamışsa, boşanmış ebeveyn çocuk için mahkemeden çıkış izni talep edebilir. Yargıtay kararlarına göre vize reddinin belgelenmesi, bu tür bir davada dava şartı olarak kabul edilir; aksi halde davaya hukuki yarar yokluğu nedeniyle bakılmaz. Özetle, velayeti olan ebeveynin çocuğu yurt dışına çıkarabilmesi için hukuken diğer eşten izin gerekmez; ancak pratik sorunlar için mahkemeden resmi izin alınması mümkündür.

Yerleşme Amacıyla Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması

Eğer çocuğun yurt dışına çıkarılması geçici seyahat değil de kalıcı yerleşme amacıyla planlanıyorsa durum biraz daha karmaşıktır. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sonrası eşlerden birinin hayatındaki değişiklikler (yeniden evlenme, yer değişikliği vb.) dikkate alınarak gerektiğinde velayet yeniden gözden geçirilir. Özellikle velayet sahibi ebeveyn Türkiye dışında başka bir ülkeye yerleşmeye karar verirse, diğer ebeveyn TMK uyarınca aile mahkemesine başvurarak velayetin yeniden incelenmesini isteyebilir. Bu çerçevede Avrupa Konseyi’nin “Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi” sözleşmesi (Luxembourg, 1980) da yeni yerleşim ülkesi bakımından velayetin değerlendirilmesinde kriter olarak dikkate alınabilir.

Uluslararası hukuk açısından da bazı düzenlemeler geçerlidir. 1980 Lahey Sözleşmesi’ne taraf ülkelerde, velayet hakkı sahibi olan ebeveynin izni olmadan çocuğu başka ülkeye yerleştirmesi “kaçırma” olarak değerlendirilebilir. Sözleşmeye göre 16 yaşın altındaki çocuklar için velayet hakkını elinde tutan eski eş, çocuğun iadesini talep edebilir. Eğer yerleşilen ülkedeki yetkili makamlar çocuğun uyum sağladığına karar verirse iade talebi reddedilebilir. Bu nedenle yerleşme amacıyla yapılan hareketler çocuğun velayet hakkını kullanma sınırlarıyla örtüşmelidir.

Bunun yanı sıra, çocuğun yurt dışına yerleşmesi hâlinde diğer ebeveyn açısından “velayet hakkının kötüye kullanılması” sorunu doğabilir. Eğer velayeti alan ebeveyn, çocuğu planlı bir şekilde yerleşmek için çıkartıyorsa, TMK ve Yargıtay uygulamaları bunu kötüye kullanma olarak kabul edebilir. Bu durumda velayet hakkı olmayan taraf, çocuğun velayetini almak için yeniden dava açabilir. Özetle, çocuğun kalıcı yer değiştirmesi büyük bir değişiklik sayılır; bu tür bir plan yapılırken diğer ebeveynin itiraz etme hakkı doğar ve mahkeme çocuğun yararına uygun kararlar alır.

Çocuğun Yurt Dışına Çıkarılması İçin Yasal Prosedürler ve Belgeler

  • Pasaport ve Vize İşlemleri: Çocuğun yurt dışına çıkışı için geçerli bir pasaportu olması zorunludur. Gideceğiniz ülkenin vize talep edip etmediğini öğrenip, varsa çocuğun vizesini almalısınız. Vize başvurusu sırasında, özellikle küçük yaşta bir çocuk için diğer ebeveynin onayı sorulabilir. Bazı ülke konsoloslukları ebeveyn izin belgesi (muvafakatname) talep edebileceğinden, buna göre belge hazırlığı yapmalısınız.
  • Muvafakatname (İzin Belgesi): Eğer çocuk annesi veya babasıyla tek taraflı seyahate çıkacaksa, diğer ebeveynin noter onaylı muvafakatnamesinin düzenlenmesi gerekir. Bu belge, Türk emniyet makamları tarafından son 6 ay içinde düzenlenmiş olmalıdır ve 6 aylık geçerlilik süresi vardır. Boşanma sonrası velayeti tek başına kullanan ebeveyn için resmi olarak bu izin gerekmez, ancak pratikte çoğu havayolu şirketi veya bazı ülkeler yine de talep edebilir. İzin belgesinde gidilecek ülkenin adı, seyahat süresi gibi bilgiler yer alır ve yeminli tercümesi de yapılabilir.
  • Aile Mahkemesi Kararı: Tüm resmi belgeler tamam olsa da, velayeti alan ebeveyn hukuki olarak mahkemeden çıkış izni almak zorunda değildir. Ancak diğer ebeveyn muvafakat vermiyor veya vize reddi gibi engellerle karşılaşıyorsanız, Aile Mahkemesi’ne dilekçe ile başvurarak çocuğun yurtdışına çıkışı konusunda karar istenebilir. Bu kararda mahkeme, çocuğun yurt dışına çıkmasının çocuğun üstün yararını zedelemediği kanaatine varırsa izni onaylayabilir.
  • Uluslararası Bildirimler: Yerleşme amacıyla yapılan taşımalarda karşı tarafın haklarını korumak için uluslararası hukuka uygun hareket etmek önemlidir. Türkiye’nin de taraf olduğu Lahey Çocuk Kaçırma Sözleşmesi kapsamında, çocuğu izinsiz olarak başka bir ülkeye taşırsanız diğer eş Türkiye’deki makamlar veya o ülkenin yetkili mercilerine başvurabilir. Bunun farkında olarak hareket etmek, ilerde olası yasal sorunları önler.

Öneriler

  • Çocuğun Üstün Yararı: Her durumda çocuğun sağlığı, eğitimi ve psikolojisi ön planda tutulmalıdır. Yurt dışına yerleşme kararı almadan önce çocuğun okul dönemi ve sosyal çevresi gibi faktörleri gözden geçirin. Çocuğun istikrarlı gelişimi, seyahat özgürlüğünden önce gelir.
  • Diğer Ebeveynle İletişim: Mümkünse diğer ebeveyni yurt dışı planlarından haberdar edin ve uzlaşmaya çalışın. Anlaşma imkânı varsa, karşılıklı onaylı muvafakatname almak gümrükte ya da vize sürecinde kolaylık sağlar. Eğer ortak velayet söz konusu ise mutlaka noter onaylı izin alınmalıdır. Anlaşma sağlanamıyorsa, seyahat tarihi gelmeden önce mahkemeden resmi izin talep edin.
  • Hukuki Danışmanlık: Hukuki süreçlerde bir aile avukatından destek alın. Yabancı ülkeye kesin dönüş planı yapılacaksa, çocuğun vatandaşı olduğu ülkenin ve gidilecek ülkenin kanunlarını birlikte inceleyin. Bir hukukçu, TMK hükümlerini, Yargıtay içtihatlarını ve uluslararası anlaşmaları (örneğin Lahey Sözleşmesi) değerlendirerek size rehberlik edebilir.
  • Resmi Belgeleri Tamamlayın: Çocuğun pasaport, nüfus cüzdanı gibi kimlik belgelerini güncel tutun. Gideceğiniz ülkenin vize sürecine göre gerekiyorsa çocuğun ulusal veya ikamet belge çevirilerini hazırlayın. Zaten boşanma protokolünde veya mahkeme kararında çocuğun yurtdışı çıkış koşulları belirtilmişse, o kararın onaylı bir örneğini ve muvafakatnameyi yanınızda bulundurun.
  • Uluslararası Mevzuatı Araştırın: Gideceğiniz ülke, çocukla yurt dışı çıkışta ek şartlar arıyor mu öğrenin. Bazı ülkeler velayet hakkı olmadan da diğer ebeveynden izin belgesi isteyebiliyor. Ayrıca taşındığınız ülkedeki oturma izinleri, çocuğun vatandaşlığı gibi konulara önceden bakın. Türkiye’nin imzaladığı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (1989, 1995’te yürürlüğe girmiştir) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 8. madde de ailevi ilişkilere saygı gösterilmesini emreder; dolayısıyla taşınmanın çocuğun hayatını nasıl etkileyeceği bu sözleşmeler ışığında değerlendirilir.
  • Velayetin Kötüye Kullanılmaması: Çocuğu yerleşme amacıyla götürmek, velayet hakkının amacını aştığı durumlarda kötüye kullanma olarak değerlendirilir. Bu yüzden çocuğu alarak yabancı bir ülkeye kalıcı taşınmadan önce diğer ebeveyne karşı yapıcı ve adil yaklaşın. Eğer eski eş izin vermiyor ve siz buna rağmen taşınırsanız, karşı taraf aile mahkemesine başvurarak velayetin değiştirilmesini talep edebilir ve “kötüye kullanım” gerekçesiyle sizden çocuklarını talep edebilir. İleride bu tür riskleri minimize etmek için şeffaf olmak önemlidir.

Sonuç olarak, velayeti alan ebeveynin çocuğunu yurtdışına götürebilmesi kanunen mümkündür, ancak seyahat belgeleri ve diğer ülkenin uygulamaları göz önünde bulundurulmalıdır. Kalıcı yerleşme niyetliyse, bu durumun yaratacağı hukuki sonuçları iyi değerlendirmek gerekir. Her durumda çocuğun yüksek yararı gözetilerek, gerekli izin ve başvurular titizlikle yapılmalı; gerekiyorsa mahkeme kararı alınmalıdır. Bu konuda bilgi edinirken resmi kaynaklar ve uzman görüşleri takip edilmeli, prosedürler aksatılmadan yerine getirilmelidir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/11374 E., 2015/12897 K. ve 17.06.2015 tarihli kararına göre:

“…Bu, velayet hakkını eşler ortak kullanıyorsa, çocuğu yurt dışına çıkaracak olan eşin diğer eşten, müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için noter onaylı belge alması demektir. Ancak, eşlerden biri velayet hakkını tek başına kullanıyorsa, aksine mahkeme kararları olmadığı sürece ve Yargıtay içtihatları da bu yönde olduğundan müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için velayeti kendisinde olmayan diğer eşten izin almasına gerek yoktur…

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2-1516 E., 2019/1256 K. sayılı ilamına göre:

“…Velayeti kullanan eşin seyahat özgürlüğü ile çocuğun yüksek yararı arasında denge kurulmalı; diğer eşin muvafakatinin aranması velayet hakkını fiilen kullanılamaz hale getirmemelidir…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/11374 E., 2015/12897 K. ve 17.06.2015 tarihli ilamında:

“…Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarmasının boşandığı eşinin muvafakatıne bağlı bulunmadığı gibi velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması, babanın “oluru” olmaksızın çocuğun götürüleceği ülke makamlarının “giriş vizesi” vermediğine ilişkin bir belgenin sunulmamış olmasına göre, isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2017/3148 E., 2017/8123 K. sayılı kararında:

“…Çocuğun taraf devletlerden birine, velayet hakkı sahibinin rızası dışında götürülmesi, 1980 tarihli Lahey Çocuk Kaçırma Sözleşmesi kapsamında haksız alıkoyma niteliğindedir. Bu durumda çocuğun derhal iadesine karar verilmelidir…”

*                           *                           *                           *                           *                           *                            *

Velayet davalarınızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.

Diğer yazılarımız için tıklayın…

Tel : 0 501 144 84 27

Av. Zeynep Ünal Murat