Bu makalemizde cinsel taciz suçu nedir, internet ve sosyal medya üzerinden cinsel taciz suçu nasıl işlenir, cinsel taciz suçunun unsurları nelerdir, cinsel taciz suçu cezası ne kadardır gibi birçok soruyu cevaplandıracağız.
Cinsel Taciz Suçu Nedir?
Cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenmiştir ve kişilerin cinsel dokunulmazlığını ihlal etmeye yönelik her türlü sözlü, yazılı, görsel veya fiziksel davranışı kapsamaktadır.
TCK Madde 105’e göre: “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur” denilmektedir. Bu suçun işlenmesiyle, failin cinsel istek veya niyetini mağdura yönelik rahatsız edici bir şekilde sergilemesi söz konusudur.
Cinsel taciz suçu, mağdurun doğrudan kişisel sınırlarını ihlal eden ve onu huzursuz eden eylemlerle ortaya çıkar. Bu suçun işlenme biçimleri oldukça çeşitlidir. Örneğin, sözlü ifadeler, uygunsuz mesajlar, telefonla rahatsız etme, sosyal medya platformlarında rahatsız edici yorumlar ya da cinsel içerikli görseller göndermek bu suçun kapsamına girmektedir.
Özellikle internet ve sosyal medya platformlarında, bu tür eylemler giderek artmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinin ikinci fıkrası, suçu daha ağır cezalandırmayı gerektiren nitelikli halleri düzenler. Bu kapsamda, “Cinsel taciz fiilinin hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılarak ya da bir kamu görevinin veya vesayet ilişkisine dayalı güvenin kötüye kullanılarak işlenmesi durumunda ceza yarı oranında artırılır” hükmü bulunmaktadır. Ayrıca, suçu işleyen failin elektronik ortamları kullanması veya suçun mağdurun çocuk olması durumunda da cezalar ağırlaştırılmaktadır.
Bu tür bir suçla karşılaşan mağdurlar, öncelikle delillerini toplamalıdır. Rahatsız edici mesajların, görsellerin veya diğer materyallerin ekran görüntüsü alınarak kaydedilmesi, mağdurun savcılığa suç duyurusunda bulunmasını kolaylaştırır.
İnternet Üzerinden Cinsel Taciz Suçu Nedir?
İnternet üzerinden cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunun, dijital araçlar ve çevrimiçi platformlar kullanılarak işlenmesi durumudur. Bu suç, bir kişiyi cinsel amaçlarla rahatsız etmeye yönelik olarak elektronik ortamda gerçekleştirilen her türlü eylemi kapsamaktadır. Fail, sosyal medya, e-posta, mesajlaşma uygulamaları veya diğer dijital kanallar aracılığıyla mağdura yönelik rahatsız edici içerikler gönderebilir.
Kanunda, “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilir” hükmü yer almaktadır. İnternet üzerinden işlenen cinsel taciz suçlarında, bu genel hüküm uygulanmakla birlikte, suçun dijital ortamda işlenmiş olması delil toplanmasını kolaylaştırdığı gibi, cezaların ağırlaştırılmasına da neden olabilir.
Cinsel taciz suçunun internet üzerinden işlenmesi, genellikle aşağıdaki şekillerde görülmektedir:
- Sosyal medya platformları üzerinden rahatsız edici mesajlar, yorumlar veya görseller gönderilmesi.
- E-posta yoluyla cinsel içerikli veya tehditkar mesajların yollanması.
- Çevrimiçi oyunlar ve forumlarda cinsel içerikli ifadelerle mağdurun huzurunun bozulması.
- Video paylaşım platformlarında mağdura yönelik aşağılayıcı veya cinsel içerikli ifadelerin yer aldığı yorumların yapılması.
Bu suçun işlendiği durumlarda, mağdurların savcılığa başvurarak şikayetçi olması gerekmektedir. Şikayet dilekçesinde, mağduru rahatsız eden tüm mesajların, görsellerin veya bağlantıların delil olarak sunulması önemlidir. Elektronik delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanması ve belgelenmesi, failin cezalandırılması sürecinde belirleyici rol oynar.
Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinin ikinci fıkrasına göre, suçun fail tarafından sosyal medya veya diğer çevrimiçi platformlar kullanılarak işlenmesi cezayı artırıcı bir neden olarak değerlendirilmektedir. Özellikle mağdurun çocuk olması durumunda, suçun niteliği ağırlaşmakta ve ceza yarı oranında artırılmaktadır. Ayrıca, faillerin tespit edilmesi ve delillerin korunması için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile işbirliği yapılması mümkün olup, soruşturma sürecinde uzman bir avukat desteği alınması mağdurun haklarının korunmasında etkili olacaktır.
İnternet Üzerinden Cinsel Taciz Suçunun Unsurları Nelerdir?
İnternet üzerinden cinsel taciz suçunun unsurları, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi çerçevesinde değerlendirilir ve genel olarak şu başlıklar altında incelenebilir:
1. Hukuka Aykırılık
Eylemin hukuka aykırı olması gerekir. Cinsel taciz suçu, failin mağdura yönelik rahatsız edici bir davranış sergilemesi ve bu davranışın hukuken korunmayan bir amaç taşımasıyla ortaya çıkar. İnternet üzerinden işlenen suçlarda, dijital ortamın sağladığı imkanların kötüye kullanılması söz konusudur. Suçun, failin cinsel amaçla hareket etmesi şartıyla gerçekleştiği kabul edilir.
2. Fail
Cinsel taciz suçu herkes tarafından işlenebilir; dolayısıyla fail açısından özel bir nitelik aranmaz. Fail, sosyal medya platformları, mesajlaşma uygulamaları veya e-posta gibi dijital araçları kullanarak mağdura ulaşır. Önemli olan, failin cinsel amaçla hareket etmesi ve mağdur üzerinde rahatsızlık yaratan bir davranışta bulunmasıdır.
3. Mağdur
Bu suçun mağduru da herhangi bir kişi olabilir. Mağdurun cinsiyeti veya yaşı konusunda bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak, mağdurun çocuk olması durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ceza artırılır. Ayrıca, mağdurun rızasının bulunmaması şarttır; rıza varsa suç oluşmaz.
4. Cinsel Amaç
Cinsel taciz suçunun en belirgin unsuru, failin eylemi cinsel bir amaç taşıyarak gerçekleştirmiş olmasıdır. Bu amaç, mağdurun huzurunu ve kişilik haklarını hedef alır. Örneğin, sosyal medya üzerinden cinsel içerikli mesajlar gönderilmesi veya uygunsuz ifadeler içeren yorumlar yapılması, cinsel amaçlı davranışlara örnek teşkil eder.
5. Fiil (Taciz Eylemi)
İnternet üzerinden cinsel taciz suçunda fiil, failin dijital araçlarla mağduru rahatsız eden bir davranışta bulunmasıdır. Bu davranışlar arasında uygunsuz mesajlar göndermek, cinsel içerikli görseller paylaşmak, mağdura yönelik cinsel imalar içeren yorumlar yapmak gibi eylemler yer alır. Eylemin mağdur üzerinde rahatsızlık yaratması ve kişisel sınırlarını ihlal etmesi gerekir.
6. Kasıt
Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, cinsel bir niyetle hareket ederek mağduru taciz etmeyi hedeflemesi şarttır. Failin eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir. Suçun işlenmesi sırasında, failin kötü niyetli bir şekilde mağduru rahatsız etmeyi hedeflemesi, kast unsurunun varlığını gösterir.
7. Araç Olarak İnternet
Bu suçun işlenmesinde internet veya dijital platformların kullanılması suçun temel özelliğidir. Sosyal medya hesapları, mesajlaşma uygulamaları, e-posta veya çevrimiçi forumlar gibi dijital araçlar, taciz eylemlerinin gerçekleştirildiği ortamı oluşturur. Suçun bu şekilde işlenmesi, failin tespitini kolaylaştırdığı gibi, cezaların artırılmasını da gerektirebilir.
8. Netice
Cinsel taciz suçu bir netice suçu değildir; failin eylemiyle mağdurun rahatsız olması suçun oluşması için yeterlidir. Suçun mağdurun ruhsal veya psikolojik durumunda bir değişiklik yaratması gerekmez. Ancak, mağdurun şikayeti üzerine hukuki süreç başlatılabilir.
9. Şikayet
Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi gereği, cinsel taciz suçunun takibi, mağdurun şikayetine bağlıdır. Mağdurun, şikayetini delillerle destekleyerek savcılığa başvurması gerekir. İnternet üzerinden işlenen suçlarda, deliller genellikle mesajların ekran görüntüleri, e-posta yazışmaları veya paylaşılan içeriklerdir.
Sonuç olarak, internet üzerinden cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için yukarıdaki unsurların bir araya gelmesi gerekir. Bu unsurlar, hem mağdurun haklarını koruma hem de failin adalet önünde hesap vermesi açısından büyük önem taşır.
İnternet Üzerinden Cinsel Taciz Suçunun Cezası Ne Kadar?
İnternet üzerinden cinsel taciz suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi çerçevesinde belirlenir. Kanun, cinsel taciz suçunu düzenlerken bu suçun niteliğine ve işlendiği ortama göre farklı yaptırımlar öngörmüştür.
1. Temel Cezalar
Cinsel taciz suçunun basit hali için kanunda, fail hakkında üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası uygulanması öngörülmüştür. Suçun internet üzerinden işlenmesi durumunda, eylem doğrudan dijital platformlar aracılığıyla gerçekleştiği için bu temel cezalar dikkate alınır.
2. Cezayı Artıran Nitelikli Haller
Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi, cinsel taciz suçunun işlenme biçimine ve mağdurun durumuna bağlı olarak cezaların artırılmasını düzenler. İnternet üzerinden işlenen cinsel taciz suçlarında aşağıdaki nitelikli haller cezanın ağırlaştırılmasına neden olabilir:
- Hiyerarşi veya Hizmet İlişkisi: Suç, failin bir iş yerinde ast-üst ilişkisini kötüye kullanarak mağdura yönelik taciz eylemi gerçekleştirmesi durumunda işlenmişse, ceza yarı oranında artırılır. Bu durum, örneğin bir yöneticinin çalışanına internet üzerinden uygunsuz mesajlar göndermesi halinde geçerlidir.
- Kamu Görevinin veya Vesayet İlişkisinin Kötüye Kullanılması: Fail, kamu görevi sırasında ya da vesayet ilişkisi çerçevesinde elde ettiği nüfuzu kullanarak bu suçu işlerse, ceza yine yarı oranında artırılır. Örneğin, bir öğretmenin öğrencisine dijital araçlarla cinsel tacizde bulunması bu duruma örnek gösterilebilir.
- Suçun Çocuğa Karşı İşlenmesi: Mağdurun çocuk olması durumunda, cinsel taciz suçu daha ağır cezalandırılır. Bu tür bir durumda ceza, bir yıldan az olmamak üzere hapis cezası olarak uygulanır. Bu hüküm, çocukların korunmasını öncelikli bir amaç olarak ele alır.
3. Adli Para Cezası Alternatifi
Basit cinsel taciz suçu kapsamında, mahkeme suçun ağırlığını değerlendirerek hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedebilir. Ancak suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda, adli para cezası yerine hapis cezası tercih edilmektedir.
4. İnternet Üzerinden Suçlarda Özel Durumlar
İnternet ve sosyal medya aracılığıyla işlenen cinsel taciz suçlarında, failin dijital izleri daha kolay tespit edilebilmekte ve deliller net bir şekilde ortaya konabilmektedir. Failin tespit edilmesi durumunda, ağırlaştırıcı nedenler de dikkate alınarak cezalar artırılabilir. Ayrıca, dijital ortamda mağdurun itibarı ve psikolojik durumu üzerindeki olumsuz etkiler mahkeme tarafından göz önüne alınabilir.
Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Tacizin Hukuki Boyutu Nedir?
Sosyal medya aracılığıyla cinsel taciz, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi kapsamında değerlendirilen bir suçtur. Bu suç, bir kişinin sosyal medya platformları üzerinden rahatsız edici ve cinsel içerikli mesajlar, görseller veya yorumlar göndermesiyle oluşur. Failin, mağduru cinsel amaçlı olarak taciz etmesi durumunda, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası uygulanabilir. Eğer suç, mağdurun çocuk olması, bir kamu görevinin kötüye kullanılması ya da hiyerarşi ilişkisinin suiistimali gibi durumlarda işlenirse ceza ağırlaştırılır. Çocuklara karşı işlenen bu suçlarda hapis cezası bir yıldan az olamaz.
Mağdurun, bu tür bir durumla karşılaştığında savcılığa şikayet başvurusunda bulunma ve hukuki yolları kullanma hakkı bulunmaktadır. Delillerin toplanması sürecinde, sosyal medyada gönderilen mesajların ve yorumların ekran görüntüsü alınarak saklanması büyük önem taşır. Bu deliller, hukuki süreçte failin tespit edilmesi ve cezalandırılmasında belirleyici rol oynar. Failin tespiti, sosyal medya platformlarının kullanıcı bilgilerini kayıt altında tutması ve dijital izlerin takip edilmesiyle sağlanabilir. Hukuki süreçte Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi kurumlar veya sosyal medya şirketleriyle iş birliği yapılabilir.
Cinsel taciz suçunun takibi mağdurun şikayetine bağlıdır ve şikayet süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren altı aydır. Mağdurların bu süreyi geçirmeden delillerle birlikte başvuru yapmaları gereklidir. Suçun cezası, failin davranışının niteliğine ve mağdurun durumuna göre değişiklik gösterebilir. Adli para cezası, suçun basit hallerinde uygulanırken, ağırlaştırıcı nedenlerin varlığı halinde hapis cezası tercih edilir. Sosyal medya üzerinden işlenen bu suçlar, mağdurun temel haklarını ihlal eder ve toplumda huzursuzluk yaratır. Mağdurların hukuki haklarını savunarak bu tür eylemlere karşı durmaları, adaletin sağlanması ve suçların önlenmesi açısından önemlidir.
İnternetten Cinsel Taciz Suçu Nasıl İşlenir?
İnternetten cinsel taciz suçu, dijital platformlar kullanılarak bir kişiyi cinsel amaçlarla rahatsız edici davranışlarla hedef almak suretiyle işlenir. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi kapsamında düzenlenmiş olup, failin elektronik ortamlar aracılığıyla mağdurun kişisel sınırlarını ihlal etmesiyle gerçekleşir. İnternet, suçun işlenmesi için bir araç olarak kullanıldığında, failin davranışları dijital izler bırakarak delil toplanmasını kolaylaştırır.
Cinsel taciz suçu internet ortamında farklı yollarla işlenebilir. Bunlar arasında sosyal medya platformları üzerinden rahatsız edici mesajlar göndermek, uygunsuz yorumlar yapmak, cinsel içerikli görseller paylaşmak ve e-posta yoluyla mağdura yönelik taciz içerikli iletiler göndermek bulunmaktadır. Ayrıca, çevrimiçi oyunlar veya forumlar gibi interaktif dijital platformlarda mağdura yönelik cinsel imalar ya da tehdit içeren ifadeler de bu suçun kapsamına girer.
Suçun işlenme biçimlerinden biri, sosyal medya hesaplarının kötüye kullanılmasıdır. Örneğin, failin mağdura cinsel içerikli mesajlar göndermesi, uygunsuz ifadelerle mağdurun huzurunu bozması ya da sahte hesaplar açarak mağduru rahatsız etmesi sıkça karşılaşılan durumlardır. Aynı şekilde, çevrimiçi platformlarda yayımlanan cinsel içerikli paylaşımlar veya mağdurun rızası olmaksızın yapılan ifşa içerikleri de bu kapsamda değerlendirilebilir.
İnternetten cinsel taciz suçunun gerçekleşmesi için, failin cinsel amaçlı bir kastla hareket etmesi gereklidir. Failin amacı, mağduru rahatsız etmek, huzurunu bozmak veya kişilik haklarına zarar vermek olabilir. Bu davranışların sonucunda mağdurun fiziksel bir zarar görmesi şart değildir; failin davranışları mağdurun psikolojik olarak etkilenmesine yol açsa da suç oluşmuş sayılır.
Bu suçla karşılaşan mağdurlar, delillerini toplamalı ve savcılığa başvurarak hukuki süreç başlatmalıdır. Rahatsız edici mesajların ekran görüntülerini almak, sosyal medya paylaşımlarını belgelemek ve gönderilen e-postaları saklamak, mağdurun haklarını koruma sürecinde kritik bir rol oynar. Hukuki süreçte, failin IP adresi, kullanıcı adı ve diğer dijital izleri araştırılarak kimliği tespit edilebilir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile iş birliği yapılarak fail hakkında işlem yapılabilir.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçu Nasıl İspatlanır?
İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen cinsel taciz suçunun ispatı, delillerin doğru şekilde toplanması ve hukuka uygun biçimde sunulmasıyla mümkündür. Suçun dijital ortamda gerçekleşmesi, delil elde etme sürecini kolaylaştırsa da bu süreç titizlikle yürütülmelidir. Deliller arasında rahatsız edici mesajlar, görseller veya yorumların ekran görüntüleri, e-posta kayıtları ve sosyal medya paylaşımları yer alır. Bu delillerin zaman damgaları, gönderen bilgileri ve içerik detaylarıyla birlikte kaydedilmesi büyük önem taşır. Ayrıca, failin kimliğini tespit etmek için sosyal medya platformlarının kullanıcı bilgileri ve IP adresleri gibi dijital kayıtlar kullanılabilir.
Toplanan delillerin hukuka uygun şekilde sunulması, mahkemede kabul görmesi açısından kritik bir unsurdur. Delillerin manipüle edilmemesi ve orijinal hallerinin korunması gereklidir. Mağdurun delilleri destekleyecek şekilde zamanında ve doğru yöntemlerle savcılığa sunması, hukuki sürecin etkin işlemesini sağlar. Bunun yanında, sosyal medya platformları ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi ilgili kurumlarla iş birliği yapılarak failin dijital izleri üzerinden kimlik tespiti yapılabilir. Örneğin, sosyal medya platformları mahkeme kararıyla kullanıcı bilgilerini sağlayarak süreci destekleyebilir.
Delillerin yanı sıra, tanık ifadeleri ve uzman görüşleri de sürece katkı sağlar. Dijital verilerin kaynağını ve doğruluğunu belirlemek için bilişim uzmanlarından alınan raporlar, davalarda güçlü bir kanıt olarak değerlendirilebilir. Mağdurun savcılığa başvurması ve olayları açık, tutarlı bir şekilde ifade etmesi önemlidir. Türk Ceza Kanunu’na göre, mağdurun beyanı, diğer delillerle desteklendiğinde güçlü bir ispat aracı olarak kabul edilir.
Hukuki süreç, mağdurun şikayetiyle başlar ve şikayet süresi suçun işlendiği tarihten itibaren altı aydır. Mağdurun bu süreyi geçirmeden delilleriyle birlikte başvurması, adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Deliller savcılık tarafından değerlendirilir ve soruşturma başlatılır. Failin kimliği, dijital deliller ve sosyal medya platformlarından sağlanan bilgilerle belirlenir. İnternet ortamında bırakılan dijital izler, suçun ispatında önemli bir rol oynar.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı
Sosyal medya ve internet üzerinden cinsel taciz suçunun soruşturulması, mağdurun şikayeti üzerine başlar. Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi uyarınca, bu suçun takibi şikayete bağlıdır. Mağdurun, taciz olayını öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikayette bulunması gereklidir. Bu süre, şikayet hakkının kullanımında önemli bir sınırlamadır; altı aylık süre dolduktan sonra, mağdurun başvurusu hukuken geçersiz sayılabilir ve yargılama süreci başlatılamaz.
Şikayet, mağdurun yaşadığı olayları açık bir şekilde ifade ettiği bir dilekçe ile savcılığa yapılır. Dilekçeye delillerin eklenmesi, şikayetin desteklenmesi açısından büyük önem taşır. Bu deliller arasında sosyal medya üzerinden gönderilen mesajlar, e-posta yazışmaları, yorumlar ve rahatsız edici paylaşımların ekran görüntüleri yer alabilir. Delillerin zaman damgaları ve gönderici bilgileri gibi detaylar içerdiğinden emin olunmalıdır. Hukuki süreçte, delillerin orijinal halleriyle sunulması ve manipüle edilmemesi gereklidir.
Zamanaşımı süresi, ceza davası açıldıktan sonra işleyen süreyi ifade eder ve bu tür suçlar için genel olarak sekiz yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, mağdurun şikayetinden sonra dava açılmasını ve yargılama sürecinin başlamasını takip eder. Eğer bu süre içinde dava sonuçlandırılamazsa, zamanaşımı süresi dolmuş sayılır ve dava düşer. Ancak, dava süreci başlamadan önce şikayet yapılmazsa, altı aylık şikayet süresi geçirildiği takdirde hukuki süreç sona erer.
Şikayet sürecinde, mağdurun avukat desteği alması faydalı olabilir. Avukat, delillerin toplanması, sunulması ve sürecin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi için mağdura rehberlik eder. Ayrıca, sosyal medya platformlarından kullanıcı bilgileri ve dijital kayıtlar talep edilerek failin kimliğinin tespiti sağlanabilir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve diğer ilgili kurumlarla iş birliği yapılarak dijital delillerin doğruluğu ve güvenilirliği teyit edilebilir.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçunda Uzaklaştırma Kararı
İnternet ve sosyal medya üzerinden cinsel taciz suçu mağdurlarının korunması amacıyla, Türk hukukunda uzaklaştırma kararı talep edilmesi mümkündür. Bu karar, mağdurların tacizciden uzak bir şekilde huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla alınır ve genellikle Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilir. Uzaklaştırma kararı, hem fiziksel hem de dijital ortamda mağdurun güvenliğini korumak için etkili bir önlemdir.
Uzaklaştırma kararı talebi için mağdurun, bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi’ne veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurması gerekir. Başvuru sırasında, mağdurun maruz kaldığı taciz eylemlerini delillerle desteklemesi önemlidir. Sosyal medya üzerinden gönderilen rahatsız edici mesajlar, uygunsuz yorumlar, e-posta yazışmaları veya diğer dijital deliller mahkemeye sunulmalıdır. Delillerin, olayın ciddiyetini ortaya koyacak şekilde düzenlenmesi ve belgelenmesi büyük önem taşır.
Mahkeme, uzaklaştırma kararı verirken, tacizcinin mağdurla herhangi bir şekilde iletişim kurmasını engelleyebilir. Bu iletişim yasağı, sosyal medya platformları, e-posta, telefon veya diğer dijital araçları da kapsayabilir. Ayrıca, mahkeme kararıyla tacizcinin mağdura yaklaşması, ortak yaşam alanına girmesi ya da mağdurun bulunduğu yerlerde bulunması yasaklanabilir.
Mahkeme, uzaklaştırma kararı verirken geçici önlemler de alabilir. Örneğin, sosyal medya platformlarından, taciz içerikli mesajların kaldırılması ve failin hesabının askıya alınması gibi tedbirler istenebilir. Bu tür tedbirler, dijital ortamda mağdurun korunmasını sağlamak amacıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile iş birliği yapılarak uygulanabilir. Ayrıca, failin mağdurun bulunduğu çevreden fiziksel olarak uzaklaştırılması, taciz durumlarının önlenmesine yönelik etkili bir yöntemdir.
Uzaklaştırma kararının ihlali durumunda, tacizci hakkında ceza davası açılabilir ve Türk Ceza Kanunu kapsamında ek yaptırımlar uygulanabilir. Tacizcinin mahkeme kararına aykırı davranarak mağdurla iletişime geçmesi veya mağdurun huzurunu bozması durumunda, bu eylemler ayrıca suç teşkil eder. Mahkeme, bu gibi ihlalleri ciddi bir şekilde değerlendirir ve tacizciye ek cezalar verebilir.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçunda Cezanın Ertelenmesi ve Adli Para Cezası
İnternet ve sosyal medya üzerinden cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi kapsamında cezai yaptırıma tabidir ve bu tür suçlarda, cezanın ertelenmesi veya adli para cezasına çevrilmesi mümkün olabilir. Ancak bu durum, suçun niteliği, failin geçmişi ve mahkemenin değerlendirmesi gibi birçok faktöre bağlıdır.
Cinsel taciz suçunun basit hali için kanunda, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası öngörülmüştür. Suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda (örneğin, mağdurun çocuk olması veya kamu görevinin kötüye kullanılması), cezalar artırılır ve genellikle adli para cezası yerine hapis cezası tercih edilir.
Cezanın ertelenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, mahkemenin takdir yetkisine bağlıdır. Mahkeme, failin sabıkasız olması ve suçun tekrar edilmeyeceğine kanaat getirmesi durumunda, hapis cezasını erteleyebilir. Cezanın ertelenmesi, failin belirli bir denetim süresi boyunca suça karışmaması şartına bağlanır. Eğer fail, denetim süresi içinde başka bir suç işlemezse, ceza infaz edilmiş sayılır ve dosya kapanır. Ancak, suçun ağır nitelikli bir şekilde işlenmesi veya failin daha önce benzer suçlardan sabıkasının bulunması durumunda, cezanın ertelenmesi genellikle mümkün olmaz.
Adli para cezası, hapis cezasının para cezasına çevrilmesini ifade eder ve suçun basit hali için uygulanabilir. Mahkeme, failin kişisel durumu, suçun etkileri ve mağdur üzerindeki zararın boyutunu değerlendirerek, hapis cezasını günlük bir miktar üzerinden hesaplanan adli para cezasına çevirebilir. Adli para cezasının miktarı, mahkeme tarafından belirlenir ve ödenmesi gereken toplam tutar, failin mali durumu göz önüne alınarak hesaplanır.
Ancak, suçun sosyal medya üzerinden işlenmesi, kamuoyunda geniş yankı uyandıran bir ihlal olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, mahkeme, caydırıcılık sağlamak amacıyla hapis cezasını tercih edebilir ve adli para cezası uygulamasından kaçınabilir. Ayrıca, mağdurun çocuk olması, failin suçtan elde ettiği özel bir kazanç veya suçun tekrar edilme riski gibi durumlar, adli para cezası yerine hapis cezasının uygulanmasına neden olabilir.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
İnternet ve sosyal medya üzerinden cinsel taciz suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), mahkemenin takdir yetkisi dahilinde uygulanabilecek bir karardır. HAGB, Türk Ceza Kanunu’nun 231. maddesi kapsamında düzenlenmiştir ve failin belirli koşulları sağlaması durumunda, cezanın infaz edilmemesi anlamına gelir. Bu karar, failin sabıka kaydına işlenmez ve belirlenen denetim süresi içinde başka bir suç işlemediği takdirde dava düşer.
HAGB Kararının Şartları
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir:
- Cezanın Süresi: HAGB, yalnızca iki yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası verilen durumlarda uygulanabilir. İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen cinsel taciz suçunun basit hali için öngörülen ceza (3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası) bu kapsamda değerlendirilebilir.
- Failin Sabıkasız Olması: Failin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyet almamış olması gerekir. Sabıka kaydında herhangi bir mahkumiyet bulunan kişiler için HAGB kararı uygulanamaz.
- Mahkemenin Kanaati: Mahkeme, failin ileride suç işlemeyeceği yönünde olumlu bir kanaate sahip olmalıdır. Failin suç işleme eğilimi göstermemesi ve pişmanlık belirtmesi bu değerlendirmede önemli rol oynar.
- Mağdurun Zararı: Failin eylemi nedeniyle mağdurun maddi veya manevi bir zarara uğraması durumunda, bu zararın tamamen giderilmesi gereklidir. Örneğin, failin cinsel taciz eylemi sonucunda mağdurun itibarına zarar verilmişse, failin bu zararı tazmin etmiş olması beklenir.
- Failin Kabulü: HAGB kararı, failin rızasına bağlıdır. Fail, bu kararı kabul etmezse mahkeme HAGB uygulayamaz.
HAGB Sürecinde Denetim Süresi
HAGB kararı verildiğinde, mahkeme fail hakkında genellikle 5 yıllık bir denetim süresi belirler. Bu süre içinde failin herhangi bir kasıtlı suç işlememesi ve denetim süresine uygun davranması gereklidir. Denetim süresi başarıyla tamamlanırsa, dava düşer ve ceza infaz edilmez. Ancak fail, bu süre içinde başka bir suç işlerse, mahkeme daha önce açıklanmasını geri bıraktığı hükmü açıklar ve cezayı infaz eder.
HAGB’nin Sonuçları
HAGB kararı, fail açısından ciddi bir fırsat sunarken, mağdur için karmaşık bir durum yaratabilir. Karar, failin sabıka kaydına işlenmediğinden, caydırıcılık etkisi sınırlı olabilir. Bu nedenle, mağdurun avukat desteğiyle HAGB kararına itiraz hakkını değerlendirmesi önemlidir.
HAGB Kararının İtiraz Edilmesi
Mağdur, HAGB kararına itiraz edebilir. Bu itiraz, kararı veren mahkemeye yapılır ve kararı denetlemek üzere bir üst mahkemeye taşınabilir. Mağdurun itirazı, özellikle failin suç işlemeye devam etme riski bulunduğunda veya zararın yeterince giderilmediği durumlarda dikkate alınabilir.
İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen cinsel taciz suçunda HAGB kararı, failin suç geçmişi ve suçun işlenme koşulları dikkate alınarak uygulanabilir. Ancak bu karar, mağdur açısından tatmin edici olmayabilir ve mağdurun haklarının korunması için itiraz yoluna başvurması gerekebilir.
İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Cinsel Taciz Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme
İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen cinsel taciz suçlarında görevli ve yetkili mahkeme, suçun niteliği ve işlendiği yer dikkate alınarak belirlenir. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi kapsamında düzenlendiği için, Asliye Ceza Mahkemesi görevli mahkeme olarak yetkilidir. Asliye Ceza Mahkemesi, suçun ceza alt ve üst sınırlarına göre yargılama yapmakla sorumludur.
A. Görevli Mahkeme
Türk hukuk sisteminde, cinsel taciz suçunun ceza sınırları göz önünde bulundurulduğunda, bu tür davalarda görevli mahkeme genellikle Asliye Ceza Mahkemesidir. Suçun basit hali için öngörülen ceza (üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası), Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girer. Eğer suç nitelikli bir şekilde işlenmişse ve cezayı artıran unsurlar bulunuyorsa, yine bu mahkeme davayı görmeye yetkilidir.
B. Yetkili Mahkeme
Yetkili mahkeme, suçu işleyen failin eylemi gerçekleştirdiği yer veya mağdurun zarar gördüğü yer mahkemesi olabilir. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen genel kurallara göre, suçun işlendiği yer, yetkili mahkemenin belirlenmesinde temel kıstastır. İnternet üzerinden işlenen suçlarda ise şu durumlar göz önünde bulundurulur:
- Failin Bulunduğu Yer: Failin suçu işlediği yer mahkemesi yetkilidir. Örneğin, failin sosyal medya veya dijital platform üzerinden taciz mesajları gönderdiği yer tespit edilebiliyorsa, bu yerin mahkemesi yetkilendirilir.
- Mağdurun Zarar Gördüğü Yer: Suçtan doğrudan etkilenen mağdurun bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olabilir. Bu durumda, mağdurun yaşadığı şehirdeki Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurulabilir.
- Dijital Delillerin İzlenebilirliği: Suç internet ortamında işlendiği için failin IP adresi ve diğer dijital izleri kullanılarak yer tespiti yapılabilir. Bu yerin mahkemesi yetkili kabul edilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2020/5046 K. Sayılı Kararına göre:
“…Katılan mağdurun aşamalardaki anlatımları, mahkemenin kabulü ile tüm dosya içeriğine göre, sanığın değişik tarihlerde on üç yaşındaki katılan mağdura yönelik internet üzerinden cinsel içerikli yazışmalar yapma ve msn üzerinden gerçekleştirilen görüntülü görüşme sırasında cinsel organını gösterme şeklindeki eylemlerinin katılan mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyip bedensel temas içermemesi sebebiyle zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir…”
* * * * * * *
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2021/4103 K. Sayılı ilamında:
“…Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, bilirkişi raporları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın, kendisini bayan ismiyle tanıtarak arkadaş olduğu on bir yaşındaki mağdureye olay günü internet üzerinden cinsel içerikli yazılar göndermesi eyleminin mağdurenin vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyip, bedensel temas içermemesi sebebiyle cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilerek suç tarihi itibarıyla lehe sayılan 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı TCK’nın 105/1. maddesine göre mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir…”
* * * * * * *
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2019/8740 K. Sayılı kararında:
“…Katılan beyanı, sanık savunmaları, tanık anlatımları ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın, değişik tarihlerde katılana cinsel amaçla … göndermesi, mail atması, onu takip ederek ‘Dünyanın en güzel kadını, sana sırılsıklam aşığım, seni görmek istiyorum.’ demesi ve facebook profilinde yer alan paylaşımların altına ‘Beğendim, hoşuma gitti.’ gibi mesajlar yazması şeklindeki eylemlerinin, bir bütün halinde zincirleme biçimde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde cinsel taciz ve kişilerin huzun ve sükununu bozmak suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması, bozma nedenidir…”
Ceza ve tazminat davanızda hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almanızı tavsiye ederiz.